İkilem
Çölün insafına güvenmek gibiydi Miyase
Gözlerinin yörüngesine düğümlenmek
Histerik bir göçe koyulurdu
Aciz ürpertilerle iklimlerim
Sen mevsimleri örerken saçlarına
Yaprak yaprak dökülürken zaman
Dilimde soğuturdum Güneşi
İliştirmek için başucuna
Kırık aynalardan toplardım kendimi Miyase
Mimozalar uzanırken kalbine gecenin
Tırnaklarımla karanlığı eğelerdim
Şehrin kaldırımlarında bıraktığım hayalini
Koynumun tenhasında eritmek için
Kadehimdeki zıkkım oyalıyor zamanı Miyase
Can çekişen şarkıların arkadaşlığında
Pişerken düşler bilinmezliğin buğusunda
Bir yanım buhuruyla demleniyor matemin
Diğer yanım vurmuş kendini unutulmuş yollara
Teşekkür ederim Elif Hanım.
Kırık aynalardan ne çok topluyoruz kendimizi dağılırken içimıze yanılsamalı yansimalar. Keyifle okudum.