İncir Ve Zeytin

Bir balık doğallığıyla, olmayanı olduran
Beni Anadolu Kavağı' na çıkardığında
Suyun girdabından kalan
Yürek dolusu şaşkınlıktı
Su korkusuyla susuzluk arasında
Zihinsel gelgitler içinde
Hiç pahasına satışa çıktığında yazgım
Ben de oradaydım
İnsan görünümlü deniz kızıydım o gün
Pullarımı topladım
Mavi sulardan kalma tarağımla
Uzunca, saçlarımı taradım
İncir ve zeytinden güzel bir tabak hazırlayıp
Dualarla donattım
Sudaki balıklar meşaleler ile karşılık verdiler
Satış tezgahından bir yol iskeleye uğradım
Özümü aradım, yedi kat inciler saçtı gök
Sudan çıkmış balıktım anne şefkatini aradım
Bütün bağlarımı aynı rahimde topladım en sonunda
İlk başladığım noktada çözülmek için kendimle savaştım
Bir an geldi sırrımı denize bıraktım
Yüreğimi soyup kabuk yaptım sudaki incilere
Anadolu Kavağı' nda ağlara yakalandım
Bir tezgahtan yayılırken adım, işte oradaydım
İncilerimi saçıp mavi sulara
Can vermeden az önce
Suya bağlanıp
Bir damlasına hasret kaldım
yüreğinize sağlık anlamlı bir şiirdi.
İncir ve zeytin, çok ince bir nüans var burada, anlamasını bilene. Su içinde suya hasretliğimiz, kalabalıklar içindeki yalnızlığımız hep şairliğimizden olsa derdim. İyi şiirdi, tebrikler.
Yeni başlangıçlar değil midir güncemiz, bu sebeple hep bir parçamız ardımızda kalır, hasret çektiğimiz de işte bu parçamız değil midir... Sonsuz saygıyla kaleminize Şule Hanım, tebriklerimle 🍀☘️🍀