İnfaz
Olacağım kadar oldum,gözlerine mahkum,
Şimdi infaz vaktidir,senin verdiğin hükmün.
Demir parmaklıkların ardından,duyuyorum,
Benim için gelen adım seslerini...
Sesiyle fermanımı anlatan,esaret demirlerini.
Gölgeler içinde üç kişi,yanaşıyor kapıya,
''Hadi...''diyorlar...
''Hadi gidiyoruz,sonsuz hayatına''...
Önce ayaklarımı zincirliyorlar,ardından ellerimi...
Son olarak da,zaten çoktan zincirlenmiş olan kalbimi.
Geceler boyu,ay ışığı vuran penceremden...
Baktım uzak diyarlara,çare bulunur mu diye,
Hiçbir şey merhem olmazmış,bu yaralı gönüle.
Beyaz bir kıyafet içinde,sonu belli bir yolculuğa,
Umutlarımı,hayallerimi çekerek damarlarımdan,
Götürüyorlar beni,daimi,sessiz karanlığa...
Yüzlerinde hiçbir duygu belirtisi yok...
Hatta onların,yüzleri dahi yok...
Anlıyorum onlar,aşksızlık gardiyanları.
Yolun sonuna geliyorum...
Görüyorum,sayısız hayatı alan aşkın dar ağacını...
Korkmuyorum ama hiç...
Hatta gülümsüyorum ölüme inat...
Çünkü biliyorum,ben severek öleceklerdenim.
Hasretle yağlı urganı geçiriyorlar,cellatlar boynuma,
Son bir isteğim olup olmadığını soruyorlar,hayasızca,
Düşünüyorum...
Son kez sigara dumanını değil,nefesini içime çekmek istiyorum,
İzin vermiyorlar...
Çıkarıyorlar beni,seni göremeden ölüm ağacına.
Altımdaki iskemleyi kendim itiyorum,vakit geçirmeden,
Bu zevki,üç beş sevdasıza tattıramam...
Hayatım film şeridi gibi akmıyor gözlerimden,
O an...
Bir tek yüzün geçiyor,benim güvercin yüreğimden.
😅😅😅terledim şiiri okurken metin😅😅😅tebriklerrrrrrrrr👍👍👍👍👍