İnkırâz 2

Hakikat aynasına gün batarken yansıyan

Birbirine karışmış toz duman vatan sathı

Kan kusan saatlerin her dönüşü bir isyan

Zamansız mevsimlerin yarım kalır eyvahı


Sahipsiz duvarlarım nemli hayata mahkûm

Kirli ayaklar gezer mahreminde mutlaka

Keskin köprü başında gölgeler tartıyorum

Hareketli meyyitler endazesi üç okka


Kapımızı zorlayan rüzgâr ne yönden eser

Zamansız fırtınalar korkuların sesidir

Topyekûn bir maziyi kör makas bozuk keser

Kitaplar hangi devrin en son hazinesidir


Yağmalandı üç günde cumbalı ahşap konak

Mezata düştü birden ninemin sandıkları

Kızgın alev topnun tam ortasında kundak

Bozuk bir terazide dedemin yadigarı


Pişmanlık zehir zakkum her sofrada tattığım

İçimde taşıyorum yarınlık umutları

Çığlığını duyarken yüreğimden attığım

Bitpazarında sattık rengarenk yakutları


Tahta at, tunçtan heykel, helvalık çağdaş putlar

Sahte ilahlar yüklü heybelerde öğünlük

Omuzlarda taşınan hareketli tabutlar

Zemheri ayazını seyre çıkar üç günlük


Ne yana dönsem yasak ne konuşsam suç şimdi

Dilime kan sürenler mezarımda tepinir.

Kâbus yüklü geceler gündüzler mefluç şimdi

Sessizliğe gömülen lisanlar perçinlenir


Çıkmaz sokaklar boyu bitirildi vadeler

Engebeli yolların dönüşü olmayacak

Güneşi söndürmeye didindi iradeler

Her sabah kin üfleyen dudaklar kaldı ancak


Tutuldu sanki akıl hançerlendi bir anda

Suda taş yüzdürmeye uğraştık yıllar boyu

İstikbal gemisini yağma ettik limanda

Bir acayip sevdaya kurban gitti Türk soyu


Kızılca şafaklarda yıkılır tek tek taşlar

Enkaz yığını şimdi koca tarih devrili

Hükümsüz sebeplerle ipe dolanır başlar

Evet ilerliyoruz yollar geri çevrili


Urganlar tezgahlarda dokunmasın bir daha

Caddelere kurulan ağaçlar dara gelsin

Korkular yenik düşsün tüm dualar Allah’a

Işıktan kanatlarla perde perde yükselsin


Medreseler, illetli bir devre ait yapı

Tekkeler, zemheriye ateş üfleyen ocak

Yüzümüze kapanan uzaklarda bir kapı

Kilide ışık değse ayrılık son bulacak


Hoyrat neslin elinde yağmalanır hakikat

Mirasımın üstünde tepindi haramiler

Meydanlarda sallanır kirli ilanlar heyhat

Teşhirde birer birer satılacak camiler


Her çekilen tetikte kurşun sinemi yoklar

Bulutlar kezzap taşır katran kazanlarına

Ah tüter bacalardan acı üfler ocaklar

Minareler hasrettir suskun ezanlarına


Körleşen vicdanlarda merhametin yeri yok

Öfkesini kuşanan gözler nefretle doldu

Mahzun hakikat sürgün geride eseri yok

Zincirli tutsaklığın adı hürriyet oldu


Lügat tut ellerimi bana doğruyu söyle

Kelime nasıl tasvir eylesin manzarayı

Aynalara yansıyan cinnet mi nedir böyle

Hangi merhem tedavi edecek bu yarayı


Didişmekten yoruldum aynadaki aksimle

Çektiğim ıstırabı yansıtmıyor suretim

Kursağıma dizilen yarımlık hevesimle

Vurulan hayallerim kaldı geride yetim

İstanbul/2017

26 Şubat 2021 29 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (2)