İnsanlık Can Kaybediyor
Dün yanan canlar
bu gün hala yanıyor yüreklerde
insanlığın bu kadarı pes doğrusu
gün olur
devran döner
bir yanarken bin kez ölüyordum
can canlar için yanan alevler içinde
ve yanan külleri rüzgara savrulur
son asrın sonsuz utancıyla
yine iki Temmuz sabahında dertlenir yaralar
derdim bir değil bin yanar hatıralar tazelenir
alevler içinde yürür canlar
unutulmadı unutulmayacak hiç bir zaman
zordu düşünmek
ağırdı ateşler içinde yanmak
benliğim yine karaya boyandı her yılın Temmuz ayında
bu ne ilk nede son olacak
kulak dikin göyüzüne ruhları sağır kör karanlıkta
unutulmadı
unutulmazdı yapılan kör karanlıklar
gerçeğin dili çok ağır yanan alevler içinde
bense çok hüzünler toplamıştım
kara bahtın içinde yanan canları düşünürken
yanık kokusu sardı tüm evreni
içimde yanan yüreğin taze baharıyla
Madımak yanıyor halen
alevler görünmese yürekler yanıyor
yezid yobaz sürüsü çakalı çukalı doldu yurdumun yarası
gayrısı yalan dolan ülkemin güzel yurdu talan içinde
ve yanık kokusu hala ruhlarda yaşarken
benliğimde kaybolan canların bahtı kara topraklar
içimiz kan ağlarken
bu ne zor bilmece uyuşmuş beyinler
neden yakarlar
yanıtı imkansızdı çoğu kez iyi anlaşılmıyor
zor davanın güzelliği içinde yanan alevler
zorbaya inat
gerçekliğin yokluğu yalnız uçuyordu
gerçeğin adı saklıydı ateşler yanar küle dönen
bu devir de kesen kesene
yanan cana değeri afyon beyinler
insanlık can alıyordu hiç bilinmeyen yüzlerde
ruhlar kirlenmiş ağlıyordu mezar yerinde
ben ağlıyorum herkes ağlıyordu bu ülkede
gözlerim sana yanarken acıyan yürekler alevler içinde
gider ayak sonsuzluğun aleviyle..
bir ölüyordum bir diriyordum
olan bitenler içinde yorgun gözlerimle
her sabah uyanışım alevler sardı
sensiz canlara her an ölüyorum
gözümde yanan alevinle
en çokta acı duyulan insanlık can kaybediyordu
güzel yurdum alevler içinde yanıyordu
3*07*14*Karataş