İnşirah

Çocuk gibi baktım, konuşmaya başlamadan

Anlaşılacağı yoktu yüzümden akan rengin

Dizimde hal kalmamıştı, dizlerime ellerimi vurdum kutsadım

Haydi diyordum

Ormana dağlara doğru hevesle

Hevesle karanlığa doğru koşan bendim

Giz, ölümün yüzündeki renkti

En güzel yorgunluğumu düşündüm

Bir karpuz ferahlığında tarlada

Kar gibi beyazdı

Kanımda dolaşan çekilmiş dertlerimin rahatlığı

Başka bir renkti bendeki

Kırgınlığımı onarmak için oturdum.


Çiçekleri topluyordu kızlar

Akşam eve gelirken yürüdüğüm yollarda dalgın

Hiç güzel bir şey kalmamıştı bende

Bakışımın

Yayılıyordu kanat vuruşları

Acıyı dindirici bir el bekliyordu koynuna

Uzaklıkları kucaklayan bana

Sanki

Kanamaz olmuştum aşka ve dünyaya

Koşup gittim günahlarıma veda etmeye

Yorgunluğuma asılmış çaresizliği çıkarmaya

Irak geleceği sevincimin.

Sırtım

Öyle bir yükle tanıştı ki

Eğri ve durmadan yatsılaşan

Durmadan kara bir hasreti taşımaktan

Her sabah filiz veren bir ağrıyla

Yaşamaya gebe bırakıldı

Mağrur olma şansını çoktan yitirmiştim

Arada bir yaşlanıyor bakışım

Annemin ellerini çağırıyorum

Üstümde büyümenin kırağı

Üstümde

Uyutulan gençliğimin sularını görüyorum

Yıllardır

Meğerse her sabah uyanışımı fark edememiş gibi

Yaşlanıyorum..


Hayatımı nasıl mahvettiğimi anlatıyorum size

Bunca yıl bana uzak olan umudumun

Allah'ın bana neyi göstereceğini merak ediyorum

Çıkartıyorum tutunduğum dala vurduğum baltayı

İşte nasıl heba ettiğimi söylüyorum size hayatımı

Uyanın

İşitin beni

Bozulmaya gebedir insan

Nicedir hayatla savaşmaktan yorgunuz..

Bazen tüten ocaklarda acıların piştiğini görürüz

Bazense

İki kilo domatese iskonto yapmak gibi gülümserlik getirdiğini

Nicedir yarına belirsiz, sabaha telaşlı kalkarız

İşte bu

İşte budur yaşıyor gibi göründüğümüz o gerçek


Sektenin üstünde buldular beni

Bin yıl önce ölmüş gibi

Paslı çivileri düzeltmekle uğraşırken

Ben

Edilmiş bir merakın hüzünlü sonuydum

Boyuna çarpışır dururdum hayatla

Genç ve hala yaşamak istiyorken

Herkesten önce ben önce ben

Umudumu boğazladım

Annem ölünce

çok üşüdüm çok üşüdüm çok üşüdüm


Buymuş meğerse nasibime düşen

Buymuş demek ki ellerimden gelen

Bilmedim

Dönüşü olmayan bir yoldu bu

Bilmedim

Genzimi

Her sabah yakan o tozun benimle çoktan barışık olmasını

Harcın betonun tuğlanın o meşhur helal ekmeğin ellerime bulaşan kirin

Akşam olunca

Sırtımı sıvazlayan kamburumu

Bağrıma bastığım bir şey gibi önemsedim


Buymuş meğerse yaşıyor gibi görünmem

Buymuş

Kemikleri dokuz yerinden kırılın bir babadan çıkan ses

Bir cinayet türküsü gibi kulaklarımda

Buymuş çocukken ölmenin doğurduğu şey

Ölümün sahiden ölüm olduğu yaşların arasında savrulup gitmem


Ya Rab!

Yeterince direndim ben

Kanımın sonuna kadar güzel yaşadım

Yeterince zarif şeyleri sevdim ben

Pazularımda güç kalmadı savaşmaktan

Ağzımı dayayıp içmedim sularından

Yemedim o sofradan

Çocukları annesiz bıraktığın evlerde

Sana bir şey demek gelmiyor içimden

Beni annemden ayıran sendin

Beni yollarda dalgın bırakan


Bana bir şey ver!

Acıma basacak, yaramı cerahatleyecek

İnşirah, derman gibi


Ömer Altıntaş

29 Temmuz 2022 127 şiiri var.
Beğenenler (8)
Yorumlar (4)
  • Yüreğine sağlık üstadım manevi duygularla yazılmış harika bir şiir okudum tebrik ediyorum selamlar saygılar sunarım

  • 21 ay önce

    Çok güzel bir suredir İnşirah. İnşirah ferahlığı olsun satırların, kutlarım Ömer.