İntihar

Özenle çıkarmış ayakkabılarını
Üstelik mektupsuz merasimsiz geldiği belli
Köpüklü suyun kenarında
Buruşuk gömleği üzerine de koymuş kimliğini
Üzerinde paltosu vardı hava serindi soğuktu
Sabah saatleriydi kalbiyle didişip duruyor olmalıydı
Sahil boyu yürüyordu demek kurmuş kendini
Kül renkli bulutlar kah mordan kah maviden bazı uçuşuyor
Görünmezle konuşmaktan yorulan çenesi suya girince susmuş
Kimse anlamamış yaşadığı acıları saklıyormuş
Yüzündeki tebessüm görülmeye değer
Buzdan denizle nasıl bir son hazırladı kendisine
Hiç mi tereddüt etmedi karar değiştirmek aklına düşmedi mi ?
Yüzünün bir yanı boğulmadan önce çıkmak ister gibiydi
Tanıyanlar inanmak istemedi ölümüne
Denizle boyanan gövdesinin tattığı ölüm haline
Sustu seyretti donup kaldı huzurun kendisiyle
Dünyada olmak acıdır der gibiydi gözleri
Kanlı ağızlı dünya diyordu ağır ağır ilerlerken denize
İçinin karanlığında uğuldayan sesten ürktü
Ruhunu kemiren boğuntu sıra dağlar gibi geri dönmek imkansız
Ne güneşi hatırlıyor ne baharı , ne de kır çiçeklerinin kokusunu
Hiç bir şey her şey yok oluyor birden son bir hamle
Belki yanlış yaptım demiş olmalı dönmek istedi
Geçmiş ömrünü yutuyordu ölümü tadarak ölüm oluyordu
Deniz kendine çekiyor soğuk yakıyor, acı katıyordu suyun tuzu
Kulakları sağırlaşıyor aklı kararıyor bilinci kayboluyordu
Onu kimse uğurlamıyor derinliğin sessizliğinden başka
Gözlerinden geçmiş midir beyaz bir samanyolu
Çok geçti anladığında ölmek ne demekti
Hiç bu kadar acı verir miydi ölüm şu andaki kadar
Boğulmadan önce sudan başka kimse yoktu sağında solunda
Diplerinde dolaşmış durmuş ne kadar zaman sonra sahile vurmuş ..
02.01.2021 / Fethiye