İpek İplikli İğne Oyası

Anız yaktık Dilbeste... çalma, kuş konmayan harmandalını... Tamam ayağımız yarım geride de , elimiz gitmeyecek omuza, sonra ben oynamıyorum ki seninle.


İkinci boşluğun içindeyiz ya Dilbeste

Makamım bayati dügah perdesinde

Tükenmiş kalem gibiyim bu günlerde

Gün sızısındayım, yarın tasasında

Af dilenmiş dünün ertesinde

Günlerden bir gün yine

Tırnaklarımı kestim az önce

Avcuma batmasınlar diye

Aynadaki yüzümü,

Arkada kalan gözümü

Parmaklarını aldım kesik ayağımın

Bir yokmuş, iki yokmuş saysınlar diye

Islak saçlarımı astım kurutmak için

İpek iplikli iğne oyası getireceğim

Sana hediye

Çöz düğümleri diye


Eski bir manzaram var Dilbeste

Ödünç bir deniz

Bir de martılar çok az

Güz giydirdim ağaçlarıma, kuş/attım biraz

Mor incirler de topladım sana elceğizim ile

Başka şeyler de aradım elle tutulacak

Kuşluğa kadar gelirsin diye muhabbetinle

Sustum kendimi dinledim sonra

Duyulmayan ses, alınmayan nefestim

Açık kapıydım Dilbeste

Rüzgarına çarpıp duran pencere

Yedirip içirdim de aşkı

Semahı da öğretip

Ne denir ki...

Başı döndü sadece


Suadiye aralıkikibinyirmiüç

Demir Mutlugil 

10 Aralık 2023 806 şiiri var.
Beğenenler (6)
Yorumlar