Irak'ta Çocuklar Neden Öldü?

bana yanık ve
susuz cümlelerinde bir bir,
hece hece geziyorum
yokuş aşağı bir çocuk yuvarlanıyor
kan revan içinde
ve ben bir bahar sabahı
kan-revan çocuklar yüklü bulutlardan
çimenler üzerine çisil çisil yağıyorum

bir Yozgat köyüdür unuttuğun aşk sözleri,
hem öylesine güzel,hem yalnızlığından virane
hak etmez o da öbür köyler gibi
böyle hain bir boşvermişliği,
öyle değil mi
neden sakınılsın elektriği ,suyu,eğitimi?

ah çorak yüzlüm,ah nasır ellim,
bilirmisin ki,
ağzından sakındığın sözler
bir çocuğun hayata geliş sebebidir
sakındığın sözler,Irakta ölen bebelerin de,
ölmeden evvel kanına işleyen mahrumiyetin
en gerçek gerekçesidir

halbuki koskoca kainat bir tek ağız olup
haykırsa ve 'sevgi'kelimesinin her bir hecesi
fezada zigzaglar yaparak yankılansa,
ölürmüydü sanırsın o bebeler,a çorak yüzlüm,
a kendi kalbini bizzat susuz bırakmışım,
a benim susuz kalmış fidanım

sakın peki ,tamam,
güzel cümlen bilirim kıymetlidir,
sınırlı sayıda üretilmiş ve çok nadidedir.
ama görmezsinki bir hintli dilenciden
daha fukara,daha fakirdir

oysa toprak toprak yeşildir benim ülkem,
ben maviden daha mavi akmasını
ve bir yıldızdan daha yüksekten kaymasını bilirim
ürkmem insanlığımdan ve kanımı kaynatan
sıra sıra dağlar boyu sevdadan
sınırı yoktur sevmemin,ve seviye yanık cümlelerimin,
belki de bu cüret
bilgeliğinden ileri gelir atalarımın ananelerimin

hadi peki çocuğum
sen yine de sakla peki,tamam
sensin her oyunda olduğu gibi
bu oyunda da kazanan,
çocuklarını zerk etme rahmime,
ve bırak doğuramayayım içinden yol yol
barış,sükun ve sevgi geçen bir ülke..
bırak kalsınlar bir darağacında,asılı,öylece
her biri ertelenmiş bir sonraki sefere

büyük bir yolcu gemisini
kontrol edermiş gibi,
öyle matematiksel,rasyonel ve kararlı
nağme nağme yağması gereken tüm duyguların
kes bir anda kolunu ,bacağını !

işte şimdi,sana göre daha güzeller..!
ne de olsa etlerinden geçen senin bıçağındı
ve yazgısı bitiş çizgisi olan bir atletin bacağı
dalgakıran gibi bloklandı
.......
benim çorak yüzlüm,
yıka ellerini şimdi bir
hayrat çeşmesinde,
ve iç kana kana o sulardan
sanki karnına su değil de,
sevgi hapsettiğini düşlercesine