Işık Biraz Işık

İki solukludur evren gözlerimde
Biri bembeyaz bir kağıt gibi bomboş
diğeri uçsuz bucaksız karanlıkta
üç başlı yılanın zehir kabı
ve ona damlayan bir annenin gözyaşları !
Kıyamam sözlerimi yazmaya o kağıda,
o kağıt ki öylesine beyaz
o kağıt ki senin gelinliğin gibi saf
o kağıt ki bizi alıp götürecek maviliklere
ve o kağıt ki sana olan aşkımın rengi...

Karanlık...Arınmalı insan tüm fazlalıklarından
atmalıyız sırtımızdaki yükleri
beden ki kainat ve içimdeki şey;güneşim ...
Oysa şimdi ne seni görür gözlerim
Ne yıldızlardan uçurtmaları.
Bilirsin,önce cennetteydik biz çırılçıplak
arınmalı insan tüm fazlalıklarından...
Unutma,hiç bir göz diğerini göremez
ve en yakınındaki en uzaktır sana...
Uzaktaki ise yakındır aslında.
Tanrı'yı arama boşu boşuna,
dön bir bak aynaya,tam da karşında...
Ve sen beyazda kaybolan beyaz ışık,
elimi tut,elimi tut karanlıklarda kaybolma !

Ben Mezopotamya'da dolaştım seninle;
Ararat'a çıkıp nara attık,
Murat gibi bereketliydin ve bir o kadar soğuk,
hani Sivas'ta yanmıştık,
Şemdinli'de vurulduk hatırlar mısın?
Konya Ovası'nda Şems ile Mevlana ,
Akdeniz'de kan portakalıydık...
Nevşehir'de saklanmıştık hani Nemrut'tan,
Ankara'da bir ucuz otel odasında
iki kedi misali battaniye altında sabahladık...
İstanbul'da varoşlarda bayraktık,
üç yanımız denizdi yine de yandık...
Hereke'de Norveç Uskumrusu vardı masamızda
Gebze'de hasret kaldık sıcak bir somunun kokusuna...

Gözlerin gecenin orta yerinde güneşimdi,
aklınla Athena,güzelliğinle Afrodit
ışıltılı Venüs...
Bilgeler Kitabı'ndan fırlamış
Atlas'ın yorgunluğunda ezilirken kainatta
Kava'nın zincirinden kurtulmuş
Ulu Zeus'un yetimleriydik ipleri kesik..!
Işık...Işık...Biraz ışık dedikçe
Hades çekti bizi aşağıya,
ateşin orta yerindeydik amma
yanmadık yanmadık inadına.
Ateşi ateş soğuturdu,buz buzu yakar
çıktık evrenin tepesine içimizdeki aşkla...

Bu kaçıncı dünyaya gelişimizdir,
Kaçıncı sancı,kaçıncı ölüm
ve kaçıncı gözyaşı ?
Kan,öfke,şiddet,hile,tamah,fitne...
Oysa tuz ve ekmeğin içindeydik!
Hava bedava,su bedava
yare verilecek gül dalında...

Toprağa sızdı üç başlı yılanın zehri
irin,kan yerin beş kat altına
ve sesleriniz,kokuşmuş fikirleriniz
deldi gökleri hunharca
defalarca sel,deprem ve kasırga kustu dünya
kükredi doğa yıkımlarla...
Her yer kıyamet ve her yer tufan
kan damlıyor
kan damlıyor beyaz kağıda...

Işık...Işık...
Biraz ışık,ben hala sana aşık...
Tut ellerimden hadi,ikimiz iki kaçık
götür beni hiç bir şeyi bilmediğimiz yerlere
Zeus'tan uzak bir gezene
Kaybolmak istiyorum içinde,
senin hiçliğinde el ele...


Nurhan ALTINMAKAS ALEMDAR'a
05.03.2013