Islak Bir Aşk

Dudağının kenarına düşmüş
Küçük bir yağmur tanesiydim
O kadar çok sevmiştim ki
Düştüğüm köşeni
Orada kalabilmek için
Direnmiştim var gücümle
Yerin var olan çekimine ve
Tenindeki o yumuşak pürüzsüzlüğüne
Betona düşme ihtimalim ise
Daha bir başka korku olup
İnceden sızlatır
Islak olan küçük yüreğimi
Ve
Durmak bilmeyen kurtlu soruları
Döndürmeye başlar
Dilimin en ucundan
Beynimin en köhne yerlerine
Kim bilebilir ki
Benim gibi kaç tanesi
Konacak ve öpecek
Suya susamış dudaklarını
Belki de susuzluğun giderilecek
Evet ama
Benim ıslaklığım da kurumuş olacak
Tüm susamışlıklarını giderirken başkalarıyla

Sen okurken yağmur damlasının
Sana yazmış bu mısralarını
Gök yırtar üzerindeki
Masumluğu simgeleyen mavi giysiyi
Ve
Vahşi bir hayvan olur doğa
Yemin etmiştir sanki
Seni ıslatarak gösterecek
Tüm tabiata güzelliğini
Yada
Kafa tutacak güzelliğine
Kaç rengin seviştiğini bilmediğim
Gökkuşağıyla.
Ya sen sevgili
Sende meydan okuyacak mısın?
Göğün kuşağına gerecek misin
Göğüslerini ve
Dudaklarının şarap rengiyle
Döndürecek misin?
Bir kez daha dünyanın başını.
Yazdıracak mısın şairlere
Bana yazdırdığın gibi
Son aşk şiirlerini