İsmi Bülbül'dü
Bugün
Kendime baktım
Dışarıdan
Bambaşka bir gözle
Seyrediyorum şimdi
Aynadan bakan
Hiç görmeyen
Solmuş bir kızın gözbebekleriyle
Sanki
Hayatı resmediyor
yüreğim
Dünya gözü
Yürek sözü olmuş
O öksüz kızın
Gezgin düşlerinde
Özlemlerin tuttuğu
Kokusuz günlerin
Derin iç çekişiyle
Sıcak kanatlarımı geriyorum
Onun duvaksız yüzüne
Perçemlerini tariyorum
Hayalimde kalan
Göğün değdiği yüzüne
Gökkuşağında saklı
düşler sunuyorum
İsmi dilsiz Bülbül'e
Yetim babamın bıraktığı
Kırık kalemiyle
Şimdi ben tutuyorum ellerinden
Hala sıcak duran
Şiirlerimin merhametiyle
Üzülme!
Gittim derken
Geldim bak yine
Ürkek, ama
Hiç degişmemişsin diyen
Bir ses bırakarak içine
Adım dilsiz Bülbül
Siz yokken
Bir yürek buldum
Yürek sesime
Bir gölge tuttu saçlarımdan
Çıkarıp getirdi
Kilidi kırık sandığımdaki
Işıksız gözlerimin
Sağır geleceğine
Rüzgarın
Süpürüp getirdiği
Artık mutluyum haberiyle
Neler düşmüştü
Yıkık hanemde
İnleyen günlerime
Sessiz odamın nemi
Kurur şimdi
Dost kaldı mı derken
Vefa kokan
Ayak izleriyle
Karşındayım bak
Uzaktaki dünlerde
Ellerimi tutan
Gözüme göz
Sessiz dünyasına
Çığlık olduğum eşimin
Bahar tazeliğiyle
Suskun yılları kıran
Boğazımızda lokmaya
Mutluluk kadehi sunan
Birleşen ellerimizle
Bizimle Beraber
Haydi! Sen de
Şarkılar söyle
Bu günün şerefine
Yıl 2008
Bu şiir işitme engelli biz kızın görme engelli eşine duyduğu vefayı empatiyle anlatmaktadir.