İstanbul

Gürül gürül sefalet akıyor,
Sokaklarından İstanbul.
Bir yanda şehvet pazarlığı
Diğer yanda
Yetim ve kimsesizlerin içler acısı yalnızlığı.
Ne dersin
Bu çarkı,
Tersine döndürmeye yetecek mi
Bir garip şairin sukuta bürünmüş mısraları?
Yoksa,
Geceyi kaldırımlarda geçiren, fahişelerin çirkef sevdaları mı?

Sayende aç kaldık
Sefil olduk
Ama
Ne şerfimizi,
Ne ar,
Ne de namusumuzu sattık
Hiç umutlarımızı yitirmedik
Yedi kandilli süreyyalara astık.
Hep diri tuttuk.
Çok görmedik;
İnsan,
Hayvan
Ot,
Börtüböcek demeden bütün varlığa
Olanca sevgimizi verdik,
Sebil eyledik.
İçimiz kan ağlasa bile,
Dosta güven,
Düşmanı çatlatma adına tebessüm eyledik.
Menfaat için kimseye,
Ama kimseye zerrece eğilmedik
Kimseyi de eğdirmedik.
Gururla, hep geleceğe yürüdük,
Göğsümüz önde,
Başımız dimdik...

Vay anasını sattığımın cenabet insanların yurdu,
İstanbul'u.
Ne zaman durulacak'sın,
Kim bilir hangi zemzemin sularında yunulacak'sın.
Bu kepazelik daha ne kadar sürecek
Bu keşmekeş
Bu serkeş.
Hangi Fatih gemileri karadan yürütüp
Defterini dürecek
Ah be Ayasofyam,
Yüzünü kimler güldürecek.

12 Kasım 2013 606 şiiri var.
Yorumlar (1)
  • Menfaat için kimseye, Ama kimseye zerrece eğilmedik Kimseyi de eğdirmedik. Gururla, hep geleceğe yürüdük, Göğsümüz önde, Başımız dimdik...🤐🤐🤐

    Yüreğine kalemine sağlık hocam harika dizeler okudu gözlerim 😙😙