İstanbul Gecenin Koynunda

İstanbul Gecenin Koynunda

Hangi yana düşse

Sâralı bir hüzün yoklar geceyi

Bahar kokusunda gezdim

Arnavut kaldırımlarını

Anasını sattığımın

Hüznün keyfi yerinde

Kan çiçekleri alıngan

Bir ihtiyar bakışta can telâşı

Hicran şarkıları buyurgan


Karanlık sokaklar

Asi ve çıkmaz

Ölüm sezen sessizlik

Uzanır gider

Tarçınlı sahlep tadında

İçimin sıcaklığı buğusunda

Tellenir cigaramın dumanı

Şubat soğuğunda saklanır

Gece kuşu bakışlarda


Dar bir sokakta

Gecenin gölgesini kim vurdu

Salına salına yürüyüşler ardından

Gitsem şimdi diyorum

Vardiyalı bakışlarım

İstanbul'u kuşatmış

Kırılsın kız kulesi’nin gizemi

Öküzgözü kırmızı şarabım

Gecenin göğsünde


Bir sevda ateşi;gizeminde

Esmer gülüşlü ay maviye çalar

Omuzlarında ak güvercin

Sûreti kararan

Gecenin sancısı;gökyüzünde

Ne çok sözüm var

Kâğıt kaleme


Öyle üzgün durma karşımda

Ertelenmiş zamanlar 

Beyoğlu'nun sokaklarında

Vapurlar geçer,el ele göz göze

Saçları ağarmış gözler yorgun

Ertelenmiş zamanlar ötesinde

Yürürken yedi tepenin sırtlarında

Bir yanım yol,diğer yanım deniz


Ölüm sessizliği dinginliğinde

Yürek çırpınışıdır

Üsküdar'da bir varmış,bir yokmuşlar

Dipsiz derinlikler; Haliç’te

Değdirir kızıl rujlu dudaklarını demli çaya

Korkar kendinden

Kanarken gülüşü


Puşt zamanlarda

Kılıçlar çekilmiş Topkapı’da

Ne heybetli çıkılırdı

Uzanıp tek başına

Sessizliği unutmuş;Beylerbeyi

Kaçak gülümser yârin bakışları

Firâr(etmiş)sevinçler


Akıp gitsin düşler

Yarım kalsın kül tablamda cigaram

İstanbul gecenin koynunda

Hasretten vuslâta

Gel derim sana

Dilsizliğimle gel.


20 Eylül 2020 537 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar