İstanbula Sarılır Gibi

Bir dosta sarıldım dün akşam
İstanbula sarılır gibi
Ve İstanbula sarıldım
Bir dosta sarılır gibi...

Yabancısı olsamda bu kaldırımların
Martı seslerinin deniz kenarında
'Giden çokta gelen yok mu'?
Diye acı acı düdüğünü çalan
Cümle alem vapurlara...
Hasretlere aşiyan bu yüreğim..
Ondandır durup durup sarılmam
Dost bildiklerime...
Ondandır içli içli bakmam İstanbula
Gece bir başka
Gündüz bir başka olan bu şehire

Bir dosta sarıldım dün akşam
İstanbula sarılır gibi
Ve İstanbula sarıldım
Bir dosta sarılır gibi...

Hasret gecesi olsa da bakışları
İstanbulun
Bir başka güzellik vardı
Şerefe kalkan kadehlerde...
Masamdaki gülde
Bir bardak suda
Loş ışıklar altında
Sazlardan dökülen o amansız
Nağmelerde...
Ortak olduğum...

Bir dosta sarıldım dün akşam
İstanbula sarılır gibi
Ve İstanbula sarıldım
Bir dosta sarılır gibi...

Uzak kaldığım nice düşleri
Gözkapaklarım taşırken
Uykularımda...
Uykusuz bırakan o amansız sevdalar...
Meyan tadında özlemlere gebe sarışlar...
Ve sabahın ilk ışıklarında
Oynaşan deniz kuşları....
Kimi beyaz kimi siyah...
Yağmur altında bekleyen benim bir başıma...
Simit satan çoçuklar
Mendil satan çoçuklar
Ekmek kavgasında....

Bir dosta sarıldım dün akşam
İstanbula sarılır gibi
Ve İstanbula sarıldım
Bir dosta sarılır gibi...

Ayrılık vakti geldiğinde
İçimi kaplayan hüzün deryası
Kalbime sığdırdığım
En az Marmara kadar...
Gözlerinde gördüğüm
Baharın taze goncası
Acı olsa bile
Ardıma baka baka
El sallaman....
Sahi...
Merak etmiyor musun beni İstanbul...
Şehirlerin şahı...
Kimlerin koynunda uyursun
Kimler uyutur seni koynunda...

Bir dosta sarıldım dün akşam
İstanbula sarılır gibi
Ve İstanbula sarıldım
Bir dosta sarılır gibi...

19/01/2010
Saat: 00:04

19 Ocak 2010 1086 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar