Kabusların Gelişi

Gecelerimi kâbuslara verirken
Küskündeler rüyalarım bir hoşça kal demeden
Karıştılar karanlık zaman dilimlerine
Gidişlerini izlemiştim
Sanki ağlıyor gibiydiler
Ve adımları geri dönmeye istekli gibiydi
Sadece zaman diye fısıldıyordu
Duyuyordum sessizlikte ve
Sessizce dinliyordum gitme diyemeden
Öylece izliyordum ve
Korkakça bakıyordum
Delirmiş gibi bakan kâbuslarıma
Her kâbusun ısırışı dudağımı
Vahşice öpüşü susamışçasına
Ve her sabaha uyanışımda
Geceyi hatırlatan öpüşlerin
Kaşındırıcı hediyesi uçuklardı
Senin gidişinin hediyesiydi

Zaman demişti gelirken rüyalarım
Sarılmıştı doyasıya benimle
Ve yaşlı gözlerle bakıyordu
Uçuklu dudaklarıma
Özür diler gibiydi
Ve suçlu olduğunu düşünüyordu muhakkak
Seni bırakmamalıydım diyemedi ama
Pişmanlık kokuyordu sesi
Öyle bir pişmanlık ki
Sesleri titreten ve gözleri ıslatan

Artık geceler sabahlara gebeyken
Biraz daha uyku deyişim
Ve zamanın umurumda olmayışı
Dudaklarımın kırmızı izlerden yoksunluğu
Aynalara hayranlığımın artışıydı elbette ki
Ya kâbuslar onlar neredeydi
Neler fısıldayarak gitmişlerdi
Belki bir daha ki aşka kadar
Yada bir daha ki terk edilişe kadar
Hoşça kal demişlerdi
Küskün müydüler ya da kırgın mı?
Bilemem ki
Sesi kadar yüzü de karanlıktı kabuslarımın

11 Şubat 2009 143 şiiri var.
Yorumlar