Kalabalığın Uğultusu

Kalabalığın Uğultusu

" Güneşi sevmezdi ama

 karanlıktan hep korkarım, derdi."




İnsancıklar var karanlığın içinde kaçışan

Gözlerimin seçemediği onca korku

Onca hüzün vardı yüzlerinden düşen...

Turuncu akşamlara mühür bastılar

Kelepçe taktılar bulutlardan düşenlere 

Bilemiyorum yıldızları kim serpecek gökyüzüne

Kim yaracaktı kederli suskunluğumu...

Sahi neydi şu kalabalığın uğultusu

Neydi gözlerimden düşenler 

Bir bilsem...



Bir yaprak ne kadar yeşil kalabilir ki sonbaharda

Bir insan mesela

Ne kadar kuru kalabilir yağmur bulutlarının toplandığı bu şehirde

Bir aşk ya da 

Ne kadar sıcak kalabilir o sert ayazlı gecelerde

Ve ölümle yaşam arasında

Ne kadar uzun olabilirdi bu koşturmaca


Sevgilim,

Sana hep yıldızlar biriktirdim 

Karanlıktan korkmazsın belki 

Sana hep sevmeler biriktirdim

Sıcağı sıcağına avuçlarına alırsın belki 

Sana şemsiyeler biriktirdim

Yanaklarına tutarsın belki

Sana bir dem hasret...

Bir demet karanfil biriktirdim

Kim olduğumu hatırlarsın belki

 Ve de sana "Hoşçakal" lar biriktirdim

Gidişlerine alışmak için...

 


Peki ya ben mi...

Ben yaralar biriktirdim kendime

Kabuk tutmayanlardan

Ben güneşler biriktirdim kendime

Hayallerden, rüyalardan uzak tutan...

Ben kendime sen'ler biriktirdim

Hoşçakal demesini bilmeyen...

 Ve ben el tetik arasında kaçabildiğimce kaçtım

Güneşi saklayanlardan... Maviyi kirletip

Kelebekleri unutanlardan kaçtım öylece

Ötelerin ötesine...


Şimdi bir sonbahar akşamına sitem etmekteyim

İçimde yanan bir ateşin külleri var dışarı savrulan

Kimdim neydim sorgulamaktayım...

Oysa ben büyümüş bir çocuktum sadece

Kalabalığın uğultusundan çekinen

Gözlerden ırak

Bakışları mahmur, gülüşleri yorgun

Bir çocuktum sadece...



" güneşleri sakladım ondan 

yıldızlar verdim karanlığı unutturan

beni unuttu..."

16 Eylül 2022 292 şiiri var.
Yorumlar