Kanımda Yitik
gözlerimden sakındığın ay ışığın mıydı gece yüzlüm
mehtabın suya yazdığı soluksuzluğu sonlandıran göç anlarınca
ve göğsüm kımıltısızlaşınca derinden bitecek en kötü senaryo
iyiler çimenleri okşayacak sanacağız gene
oysa esen sadece sabah rüzgarı olacak sevgilim...
sorguların yarım denizinde kulaçladığım tedirginliği bil
bil ki seyreylediğin semayı çaldığını düşlerimin kanından
kanımda yitik bir ürpertisin artık öğlensonu hüznü yoğunluğu
bütün kıyısızlıkların adı benim seni görebileceğim hiçbir açı
hiçbir an yok sevgilim
çöl bitti sen bitmedin...
serinkanlı doğmamalı perdelerime güneş
pazar günleri özellikle yol kokusu düşmeden kapıma
evlerden hiçbirinin sesi ulaşmamalı adım seslerime
ayakkabılarımı giymeye üşendiğimle kalakalmalıyım
yatağın delik deşik çarşafında bekleyen yaban tatta
nefes nefese ve değişken yüksekliklerden
kendi kendimi içine ittiğim karanlıkta...
uçsuz bucaksız bir karanlıkta sallanan bir uçurtmayım
iplerim kendi ellerimde misinamın incelen yerinden tut istiyorum
hayattan koptuğum anlarımı doldur istiyorum
küçük yalanlarını unutup kendi rüyalarında bir yer vereceğim sana...
bize hergün bir şiir armağan etmeniz ne güzel. müptelası olduk şiirlerinizin. selamlar
KUTLARIM GÜZELDİ