Karanlık
öyle soğuk bir sudayım ki ateş gelse geldiği gibi söner.
öyle bir ateşteyim ki su gelse buhar olup gider.
ne yaman bir mevsim gönülde giryan-ı çeşmin.
öyle vefasız bir cellat ki yar ondaki beni boğar.
öyle bir bahoz ki bu kibir duvarını bile yıkar geçer.
öyle bir karanlık ki bu güneş bile korkar sırtını döner.
fena bir gece örttü yüreği sormaz hiç derd-i halin.
öyle bir aydınlık ki bu onu gören karanlığın dizleri titrer.