Kasım
ekimden sonra gelecek olan çok belli
teninde vazgeçmenin  sarı alınyazısı
kasım kasım kasılan  sevgili 
dağ olma
basılan , geçilen 
hazan toprağı ol
günler yıllara dönünce
hidayete ermiyor aşk
dönen  sadece dünya
belki de bir telaş
belki de  bir hülya
hoş bilmek de  yetmiyor 
sevda kalpte sönünce 
yarı ömürlü zamanlar dar
yapraklarım eksilirken sabah ayazında  
ne ağırlığım olabilir ki 
eğilmeyen bükülmeyen yaban dallarına
şikayetim var
yerin göğün merhamet kapılarını verene
gülüyorsunuz da neden ağlamıyorsunuz
eğer benim gördüğümü görseydiniz
anlayanlardan olurdunuz
ağlardınız
en umulmadık bir gökyüzünün karanlığına
lanetçi olarak sonunu düşünmediğime gönderilmedim
içimdeki  çemçük ağızlı esire hıncım
taksitli alış veriş hırsı  körükler
peşinen ver kalbini  sevene
köpek ve kedi çanağına kadar tanzim edene 
boşuna mal ve canını hayata verene
hiç bir kılıç havada durmaz
günahları  örtenden de  umut  kesilmez
içi soğusun diye kalbimden su içenler
kayıp gider gölgem  karanlık caddelerde
işporta bir çığlık vurur kaldırımların yalnızlığına
hikayelerini yüzlerine asan  insanlar
her  adem muğlak  bir alemdir 
tenteneleri yağmurun damlalarına hizmetkar dükkanlar
detone trafik ışıklarında samimi bekleyiş
uzaktan gelen acı bir iç çekiş
ve mermer heykeller
buz  yanım
kaç ekimi feda ettim 
kasım kasım kasılan kasıma 
kasım 04*=)

