Katre-i Aşk
Pencerenin buğusuna yazılan bir isim gibi
Yok olmaya elverişli ve karalanmaya müsayit
İçimdeki herşey...
Ardı ardına kapanan kapılar arkasında
Zincire vurulmuş gülümsemelerim!
Lanetli bir kargaşanın arasında beklenmekte
Hayallerimin infazı.
Kapıyı çalıp kaçanlar değildi!
Baki olandı yüreğime kelepçe vuran...
Ve ben;
Hayallerini acemi rüzğarlara teslim edip
Köşesine çekilen tedirgin bir yolcuydum işte!
Ama artık ne varsa sana dair,
Gelip geçtiğim sokaklarda bırakıyorum.
Seni tüketmek umuduyla...
Hafif sarsıntılar ardından gelen,
Büyük bir yıkımdın sen!
Yüzyıllar öncesinden kalan,korkuların bile
Kaldıramadığı bir şeydin bende.
Artık haykırışlarıma aldırmıyorum...
Mesafeler;
Vuslatı şehirler ardında bırakırken
Ben;
Sahra da susuz kalan bir sahabe gibi
Bi'çare kalıyorum yüreğinin sureti karşısında...
. . .
Düşüncelerin kör cahil karanlıktı
Ardımdan gelen.
Karanlığını aydınlatmak için yaktığım hayali mumları
Bir çırpıda söndürmekten çekinmeyen
Acımasız bir gölgeydin içimde...
Ve şimdi;
Yüreğim paslı demirler arasında
sıkışmış bir güvercin gibi ölüme sus'arken
Sen herşeye rağmen umarsızca sus'arken
Sen bende artıp,kendinde eksilirken
Sen beni , seni silmeye mecbur tutarken
Ben bunu yapamazken
Sen yine
Olduğun gibi kalırsın içimde...