Kavak Köylüsünden Gurbet Şiiri
siz hiç geldiniz mi bereketli'ye
bereketli ellerini gördünüz mü kadınlarının
toprağını kokladınız mı sıla sıla diye
çiçeğine hasretini bilir misiniz ayrı düşen arının
özgün türküler yakar yayla kadınları
biraz gurbet yakar,
biraz da askerinin yolu içlerini.
yayla eteğinden toplar kadınlar kışlık odunları
kanatır dikenler kadınların parmak uclarını
emekçidir halkı çileli mi çileli
suyu içilir, ama toprağı çorak
biz bu kasabada doğduk doğalı
alnımızda ter, elimizde tırpanla orak
öküz koşarken dedemiz yağmurda çamurda
dertlenirmiş:
haa benim öküzüm,
canım öküzüm
babam savaşta şehit oldu
ben öksüzüm
haa gayret, ömrüne bereket...
gidenleri gördük iş tutmaya: fıransıza, alamana
sonra modası geçmiş köyüm insanına çarığın, kıl çorabın
hasret kalmışız yaylanın havasına, yayladaki kuzuya
yarasına alışmışız ayağımıza vuran ayakkabının
gidenleri gördük iş tutmaya
-gurbete, alamana-
alamanın tabutuyla gelenleri gördük çok geçmeden
ağlayan akrabalarını gördük gurbetçinin ağıtını yakan yakana
zalim gurbet, acı gurbet; acı içimizde gurbet
söyler misin bu iş neyin nesi
böyle mi karşılayacaktı evladını seksen yaşındaki annesi
şenlik olur ardından kasabamda bayram yeri
eller öpülür
alınlar öpülür
gözler öpülür
ana bak bunlar senin torunların
dedelerini alan o gurbetten geldi yavruların
siz hiç geldiniz mi bereketli'ye
bereketli ellerini gördünüz mü kendi dizlerini çürüten
yüreğine sağlık kaya...tebrikler👍👍👍
hani ne denir ki anlatmış işte şair hemde güzel anlatmış çok güzel dizlerdi paylaşımınıza teşekkürler saygılarımla
ŞİİRDİ OKUNASI YAŞANAN GERÇEKLERDE ACISIYLA TOZUYLA ANASI BACISIYLA YÜREĞİ DAĞLANAN TEBRİKLERİM ÇOK 👍SEVGİLİ KAYA