Kavanoz
ne zaman sevsem gökyüzünü
içime yüzün düşer
hüzne sarılırım
kaldırımlar sorar adını
bense adını
adımla boyarım
yan baksam kollarının uzandığı yere
tutmak isterim
tutturduğun türkünün ezgilerinden,
söyler söyler durursan
bir kez daha turnaları
dinlemem
kulaklarımı uzandığın yerlere koyarım
(ki eski sokaklarından kentimin
bir yalnızlık geçer
tütün içen amcanın yanından,
keşkelere soran sorularını bir aynanın
aynısında ellerim ellerine uzanır)
yavaşça
gül kokar hızla büyüyen gözbebeklerinin tebessümünde
sense
oturmuş bir kavanozun içinde
küllerinden yeniden doğan o adamın
gizli yanının
bilinmez tünellerinde
bakıp kalıyorsun telaşlı sözlerine
(sonra
üç beş not yazarım dedim kendi kendime
sadece kendime
halbuki yakamı bırakmıyordu nefesin
olsun dedim
yine kendimi yazarım)
bir çığlığın içinden doğup
bir çığlığın içinden ölmek gibi bir şeydi
gökkuşağına yaklaşmak dedikleri
(yaklaştım, uzandım saçlarına)
ne zaman böyle olsam
kavanozun içinde duran kadının
yanında oturduğumu hatırlarım
ne zaman sevsem
kendimi değil
yine seni yazarım...
18 01 2015
Değil mi ki yazmak, kendi kendimizin bir telaşı..
Bilindik kelimeleri bırakıyorum şiirine; Tebrikler!
👍😏😙
Yürekten tebrikler güne düşen bu güzel dizelere...👍
Günün şiiri ve şairini tebrik ederim.
Günün şiirini ve şairimizi kutlarım👑👑
Güzel bir şiir.
Kutlarım İlknur..
👍