Kaydırak
ve büyüdük
yorgun bir sarıyla
göğe vururdu seslerimiz
Fırat kenarında....
kaydırak oynardık
hırçın Fırat üzerinde
çimerdik
sal taşları ısınmış olurdu
sudan çıkınca uzanmaya
çalılardan korkmazdık
dizlerimiz çizilip dururdu
neşemiz
gökyüzünü doldururdu
böğürtlenler hardalımızdı
sakız kanatırdık
işlemeli bayırlarda..
toprağa yayılırdık
hikayeler...komik sözler
anlatırdık
uç uç böcekleri gelirdi
çekirgeler de,
sinekler hep vardı
bir yanımızda
ağustos böcekleri
bir yanımızda Fırat akardı...
03.01.2011 / vahşen