Kayip Kentin Sütunlarinda Buldum Seni
Kayıp kentin sütunlarında buldum...
Bakışların öyle mağrur ki, saclarımı ağarttım tılsımında,
Ruhumu suladım bağlarında,
Üzüm kopardım,
Siyah gözlerinin asma bahçelerinde.
Teraslarımda senin içindi güller-çiçekler ...
Yaşamın bahçıvanı olmak kadar
Ellerimle ektim, derdim.
Gözlerimi yaşarttım
İzledim tomurcuğundan patlayışı.
Suladım, büyüdükçe, ben de büyüdüm rahminde.
Bir tek nedeni vardı,
Kölesi olmaktan öte,
Çaresiz dim.
Gökkuşağından buğday tanesine inen rengin,
Aşkına duman oldum,sis oldum.
Bakışların yağmur sonrası güneşin okşadığı yapraklarda şenlendi.
Kurumadan toprağın nemi,
Dokundum saclarına.
Öyle gür,
Öyle bakire...
Deniz ıslattı tüm tenimi.
Aşk, Kayıp kentimin duvarlarını süsledi,
Ben ise gölgemde aradım,güneşin batışını .
Gözlerinin güzelliğini kızıla sarmaladım.
En yüksek tepenin doruğunda değil,
Yüreğimin çizdiği resme can vermekle meşguldüm.
Dokundu tenin tenime
Ömrüm seninle büyüdü.
Şimşeklerin çaktığı an.
Püskürdü yanardağın lavları,
Yunduk alevlerin sıcağında.
En asi yıldızlar bir bir kayarken,
Mutluluğu yıldızların raks'ındadeğil, senin ruhunda buldum.
İlk ışıklarda sen yoktun, o derin rüyanın ihtişamında.
Yatağımın kaç parça olduğunu bilemezsin
Uyanmak istemedim aşkım
Uyut beni sunağında, kucağında!
Uyanmak istemiyorum...
yüreğinize sağlık