Kayıp Yolcuyum
Aslımı unutup
Suretimle dönüyorum tüm yönleri kusup içimden
Zamanın hükümlerini siliyorum
Uçuşurken avucumdan çiçek tozları
Işığa demlenmiş
İkindi sofrasıyım artık
Malum bir düşün ortasına bağdaş kurmuş
Akşamın vaktini çalıyor
İçimdeki makam
Hüzzam'ın intiharına meylediyorum, yarı sarhoş
Saçaklarını kırıyorum
Gri cumbalı kiremitlerin
Renksiz şafaklara asılıyorum dilimde üzüm tortuları
Meçhulüm cana dar gelen mekânda
Vatansız bir hasretin yangınıyım
İçin için içim duman
Kayıp yolcuyum velhasıl
İpsiz sapsız esaretlerin kırıntılarında
Bende sen kadar ben var, bana sığmayan
Doluya koysam boş
Boşa koysam dolmayan sessizliğin
Burkarken cümle zamanları, köklerimi sancıtıyor
Ve vazgeçiyor soluğum lodos yutmaktan
Şehir çeşmeleri kan ağlarken
Karbon monoksit ölümler yağıyor gökten kuş kanatlarına
Hayatı silkeliyor Tanrı
Bulutları kırpıp
Viran sokaklara giriyorum
Toz yağıyor Nisan yerine
Aslımı unutup
Suretimle dönüyorum tüm yönleri kusup içimden
Zamanın hükümlerini siliyorum...
Aslımı unutup Suretimle dönüyorum tüm yönleri kusup içimden Zamanın hükümlerini siliyorum Uçuşurken avucumdan çiçek tozları😙😙
Yine aynı dem kutlarım üstat...😙
/ Toz yağıyor bilmem kaç ay'ın günün ve an'ın üzerine...
tebrikler şairim 👍