Kef
ruhum
uzak
bir şiirin dibine çökmüş
özüm çatlayana dek kalacak
uyandırmazsanız
hatırlayacağım
bir mısra vardı
çölleşen hayatı anlatan kavruk bir dize ile
yağmurlarla çizilmiş parklarda yuvarlanan
biraz sonra toparlayıp ömrünü cenazeye götürecek
üstü başı kirli çocuğun çamur korkusuzluğunu
süt çoşkusuyla anlattığı yerde
yağmalanmadan kekeme hayalleri
masallarını kumbaraya doldurmadan
her şey normalmiş gibi uykuya susmadan
büyüsem mi büyümesem mi sorularıyla papatyayı okşarken
dipte dalga dalga ertesiyi beklerken ümit
uçurtmasını izlerken yaryüzüne düşecek gözleriyle
haydi gülümse diyen annenin kusur örten sevecenliğiyle
işitmelisin toprağı
derdin sonundaki hıçkırığı
yelkovanın çığlığını dediğimiz
aykırı durmamak için kavgamızın asilliğine
düş döngüsü kolonilerle
ayaklarımız yok ellerimiz yok sesimiz yok
mahşer gününü beklerken hoş seda
yazgımızı hiçlik mitinglerinden çağırıp
ve gümüşleyip yalnızlığı
saçlarımızdaki kırlara koştuğumuz
ufukta izlediğimiz
lekesiz böyle tertemiz
sonu anlatan dizeler arasında
bir mısra vardı
rengi aşka benzer
hani senin hani benim
yaşasın ölüm dediğimiz çaresizlik
çöl çiçekleri ah çekerken alnımızda
kardelenlerin ibadetine karıştığımız
tozu külü geçmişi ve şimdiyi unutturan
kanımızın siyanür arayışını durduracak
ve gönüllü bir sağanağı hatırlatan gözlerle
dönüp güneşe baktıracak
ha gayret nirvana
kalbimize yakışan
tek dize
bir ömür iman ettirecek
ruhum
uzak
bir şiirin dibine çökmüş
özüm çatlayana dek kalacak
az sonra
varlığımın zılgıtını işitirsiniz...
Bazen bir keyiftir yangın..







ruhum uzak bir şiirin dibine çökmüş özüm çatlayana dek kalacak
az sonra varlığımın zılgıtını işitirsiniz...
Bazen bir keyiftir yangın.. 👍
Güzel bir şiir kutlarım Nilgün hanım içtenlikle...
Şiir okumaya geldim bu sayfaya şiir okudum
tebriklerimi-
saygılarımı bırakıyorum
dostlukla