Kendini Susturan

yine ölmüş gibi susuyorum
aklım fokurduyor memleketi düşününce
göğsüne kıvrılabileceğim bölünmemiş ülke düşlüyorum
sessizce yazılan şiirlerden daha sessizim
bir kuyuda kalmış kurtaranım yok gibi
kocaman ağrılar bir kişide toplanmış
şurup verenim yok gibi
oysa gitmediğim köyler kadar sağlıklıyım
bu paslı suskunluk benden hoşnut değil
ruhuma verdiğim rahatsızlıktan zevk alıyorum

mevsim dönüşlerinde hayatım hep üşür
bilinmezliğim sokakların anlamsızlığıyla aynı hızda koşar
hoyrat susarım uzun bir çığlık dilerim
ben sustukça her şey konuşur
çok kızdırır beni temizliksiz konuşmalar
felsefesi zayıf meydan okumalara kuş konmaz
gökyüzü parçacıkları ararım canların içinde
üzerlerine çerçevelenir bakışım
bulamam masumiyeti , çok şeker tüketirim







geçen gün
durdum ben
birden bire
sokakta
sokağın ortasında
yürümemi engelledim
bi değişiklik yapıp durmak istedim
sağımda tansaş solumda cihan unlu mamülleri vardı
durdum öylecene
insanların koşturmacalarına acıdım
hayatlarında boğuluyorlardı ama koşturuyorlardı
bi gururlandım ki koşturmadığım için
daha çok durdum
dururken yadırgamadım kendimi hiç
şehrin vurdum duymazlığına içerledim tabi
ama alışıktım
umursamadıkları bir dünya dolusu acı vardı
benim sokak ortasında durmuş vücudumu mu önemseyeceklerdi

katı mı sıvı mı gaz mı bilemeyeceğim bir şey kokuyordu şehir


durdum
zehirlenmeyen sadece bendim







yine ben duvar dibi gölgeyim
henüz çok delirmedim
yarısı yenmiş şarkıyım
ismim suikaste uğramış
soluğumu devlet yasaklamış
vücudum uyumuşta uyanamamış
beyin loplarım suya hasret
bir diş ağrısının uzun hikayesiyim
anlayacağınız bunalım ruhuma müptela
serseri yenilgim dünya denilen fakirhanenin yanağını öpüyor
haberim var boşluğu öpen üzgün hücrelerden
senden ondan berikinden
sırıtkan dişli maskelerden
elinde darağacıyla gezen şeytanlardan
pabuç bırakmayan nefretlerden
birden ona kadar sayamadan ölen bebelerden
tarihin azizliğine uğramış nice candan
birbirine benzeyen yüreklerin kırık yükünden




sonra yine ben kaba saba tufanım
belki yağmur, gecenin bi yarısı sıkışmış dağlara ulaşamamış
belki bitmiş bir film belki yeni başlamış bi muhabbet
yine ben ruhunun uyumsuzluğunu durmadan şamarlayan
kendime zulmetmeyi seviyorum
veya ben takâtı kalmamış bi sevişme
bütün şiirler sinirsel ya da sevgisel gerilimden yazılmaz mı
bilmeliyim sarı civciv miyim kartal mı
bilmeliyim neden kaçıyorum bu kasabaya

bir zamanlar çatık kaşlarım vardı şimdi neredeler bilmiyorum
bilmeliyim


umarım iyidirler

bi bulayım döverim lan hepinizi...

12 Ekim 2014 508 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar