Keşke
Yürürken ihtilal kahkahalarıyla
Güneş yabanı topraklara
Cebimizde aşk kırıntıları
Buğday rengi saçlı hayallerimiz vardı oysa
Zeytin karası gözlü
Kırkı çıkmış bebek misali dudakları oysa
Mavi zıbınlara sarıldı
Öyle koyuldu yürekte saf beşiğe
Ninniler söylendi
Uykusuz şafaklar saklandı şafağa, gözden ırak
Gönlün tam ortasına
Şımartılmış çocuk oyunlarıydı
Körebe misali
Akdeniz ay aksında danslar
Elimizde kadehsiz şarap
Dudaklarda tılsımlaştı şarabi akşamlar
Ezber bozan kasık sancılarıydık
Kırlangıçlarla çığlıklaştık
Portakal ağacı gölgelerinde
Tanrı süsü rüyaydık belki
Belki melek efsunlu ten sarhoşluğu
Avuçlarımızda korlaştı parmaklarımız
Yakamozlarda söndürdük
Beli ince votka bardağında izi kaldı çürük vişne misali
Şimdi bizsizlikle sarhoşuz
Şehirlerimizde yığınlarca hasret
Dualarımız asılı kaldı derviş sandukalarında
Yalan kahkahalar atıyoruz
Yürürken güneş yabanı topraklara
Dudaklarımızda sahteleşen
Sur ötüşlerine saklamasaydık keşke vuslatı
Saklanmasaydık hayattan saklambaç gibi köşe bucak keşke
Göğsümü serebilseydim çirkeflere
Ürkmeden
Cehennemleşmeseydi kumsallar
Yanmasaydık Bedevi misali böylesine
Susamasaydım sana
Dudaklarım çatlamasaydı
Çiğdem kokulu çingen çadırında
Lokma olaydın
Zeytin tanesi ben
Kırık çıra dumanında kaynasaydı
Bir gıdım çorba
Açlığın büyüseydi
Açlığımda
Aç kalmasaydım keşke böylesine sana
Griler batmasaydı
Batık körfezin sularına...
Mavi zıbınlara sarıldı Öyle koyuldu yürekte saf beşiğe Ninniler söylendi Uykusuz şafaklar saklandı şafağa, gözden ırak Gönlün tam ortasına🤐😙😙😙👑
Kısa şiirlerin yerini bu sefer uzun soluklu bir militan türküsünü okudu gözlerim .. Beyaz bir sayfada kelimelerin raksı çingenenin raksı gibi güzeldi kutlarım üstadım.👍👍