Kesme Şeker

geldiğinde yanı başıma henüz yaşamaya başlamamıştım
kalbim anmaya başladığında adını
adımın yanına kazımaya başlamıştım

hem hep yanımdaymışsın
hem de hiç olmamışsın gibi
gökkuşağına yazdım soyadına yakışır parıltıyı
iki kuş kanadını çırparken
rastladığımız o aşkın nağmelerini sevdim sonra birer birer
seslenip denize
dalga dalga mutluluğu paylaştım

biraz utandım belki
yanağıma konan o kırmızı rengi
tepeden tırnağa sana boyadım
sen renginde sevdalarımı kalemimle yazıp
kaf dağına yolladım
imkansız masalların gerçek dünyasında
var ile yok arası adının baş harfini anlattım

ne bildiğimden emin oldum
ne bilemediklerimden
saçlarımın ucundan doğru akarken yağmur
gözlerimi şarkının fısıltılarına astım
düşe düşe sabırsız yolları aştım

iki ilerleyip üç geri dönerken bile
unutmadım hüzün duyduğum rüzgarın bana doğru esişini

ırak düşüncelerin mahzenlerinde dolanırken inatçı yansımalarım
hiçbir kesme şekerli suya inanmadım
sende olduğuna inandığım şeylerin
bana iç geçirip anlattıklarına inandım

kıyıya denk geldiğinde kırık aynalarım
suretinde ben var mıyım diye içlenirken
karşıdan gelen akşam üstü yansımalara
kulak kesildim
duyduklarım
duyacaklarımın bir öngösterimiydi sanki

ezgisi düşük sesli
türkülerden
yağmur yağan gecelere sorgusuz sualsiz kirpiklerimi verdim
mavinin kırgın hıçkırıklarını sessiz sedasız ezberledim

düşman dostla yer değiştirirken
bizim iç sesimiz, başıboş duvarlardan
hayaletsiz odalardan
kayıp no(k)talardan
salındı gökyüzüne doğru

geldiğinde henüz yaşamaya baslamamıştım
yalnız ruhumu alıp kenara koyduğunda
emin oldum
ki hem bildiklerimden
hem de bilemediklerimden...

01.08.16

01 Ağustos 2016 292 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar