Kim Dönüp Bakar Sessizliğe
Camlarıma parmak izleri fısıldıyordu
Acılarından gün ışığını aldırmış gibi
Sessizdi gözleri.
Karşısına ilk çıkacak başlangıcı öldürecek kadar
Cani bir masumiyetti.
Beni öldürmesine izin verdim.
Çatlamış bir patikayı renklendiren
Sararmış çimen tadında dudaklarına tutundum.
Kırmızı renkli bir rujla örtülüyordu yolculuğum
Can verişimdi
Kim dönüp bakardı o an sessizliğe
Cesedim göğüslerinde çürürken
Çocuk olmayı özlemişti belki de
Aşk kokulu cesedimi
Okyanus mavisine gömmek isterdim
Canımı yakmasın o tuzlu su
Nefessizliğimi hissetmeden doymak
Ve bir nokta koymak isterdim hayata
Tüm renkli yosunların koynunda
Aldırmadı bu seslenişe
Aynadaki dünümün yansıması gibi
Şehir ışıklarının arasında
Simli yağmurlarla arınan
Fahişe köşe başlarının arkasındaki gölgeler gibi
Bana benziyordu
Yaralarını dindiriyordu
Kim dönüp bakardı o an sessizliğe
Çığlıklarımı öldürüyordu
Mavi mürekkepli bir cesaretle
Mavi salkımların dilimde tüm acıları dindirdiği
Yeni bir güne uyanmaktı yaşamak
O uyanmadı
Sevmeye dair tüm çabalarım kaybolmaya karıştı
Unuttum
Aşkta her acı kendi dilinde arınıyordu
Artık kimse dönüp bakmıyor sessizliğe
Yangınları beyaz çarşafa dolanmış
Süt kokulu bir şehir rüzgarıydı sadece...