Kimliksiz Mevki
Her küçük dua dilinin altında 
Köprüdür damağının tadına
İçinde çisilden masallar kalp atışları
Görememekle yankılanır 
Ağaç dallarının ağacına kırılgan bakışları
Yapraklar yeşilken de solabilir bu yüzden 
Hayata zamansız bir veda gibi
Ki düşerken, yer çekimi 
ilk defa susar ayrılığın yoğunluğuna
Bu son der gibi
Düşmeden öğrenmeyeceksin değil mi
Salıncağın yakasından gökyüzüne
Ve silkelenmeyeceksin ölümlü yıldızların
Geceye aşık uykularından 
Şafağa muhafız cevher değilsin ki
Tek gerçeğin insan olmak 
Sürahideki su
Kırdaki çiçeklerin mevsimleri bekleyen yüzü misali
Göğüs kafesindeki sessiz depremlerin 
Dayanılmaz sesi - Duyuyor musun 
Her canlıyla eşit bir yıkım
Sokaklar ve ayak sesleri 
Dört duvarın ördüğü şiirlerde
Şu an kafiye 
Şu an boyası rutubetten dökülen bir geçmiş
Şu an yaşam 
Ki sadece ileriye götüren trenin sesi
Tünellerde bırakmayacakmış gibi
Yolculuğunu seyreden yolcusun
Kimliksiz bir mevki 
Biraz gölgeye de hasretiz şimdi 
Bekleme salonlarının ise 
En başında son buldu ilahi bekleyişi
Yolun sonu
Sessiz mevsimin geriye dönenleri 
Ve dönemeyenleri
Ki düşerken, zaman
Son defa susar ayrılığın yoğunluğuna
Açlığım hayata, tokluğum insanlığına der gibi
Manzaranın seyredenisin 
Büyük resmin içindesin şimdi
Küçük renkler misali
Ki sallanıyor her an duvarda paslı bir çivi
Dilinin altındaki gizli dualar gibi
Yaşam Ressamın sonsuzluğuna şükretme vakti ...
