Kırk Küp Kırkının da Kulpu Kırık Küp

Kırk Küp Kırkının da Kulpu Kırık Küp




uzun zamandır kafatasımda

senden parçalanmış

bir dimağ gibi duran

hatıralar var

elimi tuttuğun o an

parçalanacak bir dünya içindeyim

velhasılı kelam hissediyorum

ölümüm çok çok yakın

ama bilmeni de isterim

satardım bütün bunları

satacak bir bezirgan bulsam

benim olmayan dünyanın

dönmesi niçin


umudumun eskimeyen yüzü

şu ardımda kalan şehir

nadir ağlıyor çok anlıyorum

bu yüzden insan dediğin

işte bu kadar çabuk eskir

ne yapsam nereye gitsem

yüreğim hep bir kevgir

kale kapısından surlara

deniz görmemiş tekneler yürür

kimi sabahlar ağrı içinde

ayağa kalkamayacak kadar yorgun

kimi gece uyuyamayacak kadar

şavkına sevdalandığım

bir yıldızdır aşkın


kime anlatsam kimden

ağulu ballar çıkıyor dilimden

git artık suyu çürüten

güneşin aklına sevgilim

kayalarda yosun tutsun elini

kendi halinde bir yengecin

kısık gözlerini öpsün

çatlamış dudakların merhametiyle

annenin gözünden düşen su

bu dünya yalan bu kainat boş

pembe fistanlı bir çocuğun

ardına takıl ve koş

benim yağmur altında kalan kuş


ah sen derin hayal ah sen ateşsiz kül

ne az göründün ömrümde

ne çok kayıplar ordusunda yüzün

oysa ben bakmaya doyamadığım ruhunun

panaromasındayım hala uzun uzun

hala ucuz romanlar arasında kaybolmuş

aşkların hatırına yaşıyorum nasıl

kuruttuğum güllerin hatırına bir gün

yağmur yağar gibi usul usul gel

gideceğin neresi varsa ertele

hiç bir yok bizden daha güzel

daha muhteşem daha iyi bir var değil


bu yalnızlar köprüsünde

boşuna bu seyrüsefer

her yön bir başkasının esiri

hem kimin kimde kalmamış ki

bunca zaman ahı

dalı diyorum dalı kırılanın

acı oluyor meyvesi

son bahardır nasılsa mevsimin adı

bütün ilkler sana ulaşır

eni konu hayat yoksunluk heyulası

geçip gitmek de vardı bir süre

durup selamlamak da aşkı

benim kalemimin tek çatlak yerinden tutan

parmakların da anlamaz mı gayrı


bizim için ayrılık kavuşmanın arkası

cennetmiş cehennemmiş

gelen giden bir kıyamet sofrası

annemin gölgesinde oturmuş

şiirler emziriyorum

afacan bir çocuk edasıyla cuma kapısında

hala yaşım on beş gözlerim ela

üstelik tek ak düşmemişken saçlarıma

körelttiğim umudumun dünyası

denizin gözlerinde büyümeye başladı

diz dize olamayacağız biliyorum

göz göze yahut saçlarımın dalgasında bildim

çok çok geç bir akşam sofrasında

şu benim sesim şükür duan olsun ne olursun



26 Haziran 2019 253 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar