Kırk Üç Bin Sekiz Yüz
Üzerinde siyah deri mont, elleri cebinde.
Ağzında sigarası, parlak kösele ayakkabısı.
Saçları taranmış, yüzü yeni traşlanmış.
Her gün aynı saatte, aynı bankın bir ucuna oturur.
Gözleri yuvalarında döner durur,
Tanıdık bir simanın umuduyla.
Kol saatinde ağır ağır söner umutları.
Bana sorsan
Yarım saat, kırk beş dakika
Ona sorsan
Kırk üç bin sekiz yüz saat.