Kırkın Kerametini Kırk Akıllıya Sordum
Bir acı kahvenin
Kırk yıl hatırı vardır derler
Hatırlat
Kırklara karışır
Ara ki bulasın
Kırk kapının ipini çeksen
Nafile
Kırk kere söylerler
Anlamayız
Kılı kırk yarar
Buluruz sarımsağı
Gider evlenir
Kırk gün kırk gece
Düğün yaparız
Kırk gün sonra
Kokusu çıkar
Kırk yıllık Yani
Olur mu Kâni
Kırkından sonra
Saz çalmayalım diye
Elimizi çabuk tutarız
Lohusalık kırk gündür
Kırkı çıkmadan
Bebeği dışarı çıkarmayız
Kırk yetmez
Kırk bir kere maşallah
Diye diye büyütürüz
Adam olsun isteriz
Sana bir harf öğretenin
Kırk yıl kölesi ol deriz
Tek ayak üstünde
Kırk yalanın belini büküp
Kırk dereden su getirme
Kırk düşün bir konuş
Kırk tarakta bezin olsun
Ama kırkından sonra azma
Diye nasihat ederiz
Oysa
Büyütürken ona okuduğumuz
Ali Baba masalının
Kırk haramisi vardır
Kırk gün günahkar
Bir gün tövbekar cinsinden
Kırklasan paklanmaz
Kırk katır ya da
Kırk satırdır ceza ama
Kırk yılda bir fırsat geçer elimize
Geçmez aklımızdan
Kırk vurup bir saymak
Biz kırk kişiyiz
Biliriz birbirimizi
Kırkmerdivende
Dert çekeriz de yine
Dinler dururuz ayının
Kırk ahlat türküsünü
Ben bir Kırkmerak
İflah olmaz bir deli
Attım kuyuya taşı
Sordum kırk akıllıya
Nedir kırkın kerameti
Var mıdır bir hikmeti
Kırkgeçitte dolansam
Toplar mıyım nimeti
Heyhat
Tam kırk küp buldum
Kırkının da kırıktı kulpu
Kırk telden çaldım
Anca sadede geldim
Saydım tümünü bir bir
Kırktaş oynadığım
Günlerden beri
Geçen yıllar kırk etti
Kırk düğüm çözdüm de
Açılmadı yumağım
Hazırladım kırkambarı
Sundum Kırkerenlere
Nasıl biter bu çile
Güzele kırk günde doyulur
İyiye kırk yıl doyulmaz dediler
Attım iyi niyetimi ben de
Yerin kırk kat dibine
Bu eser, www.sahiplen.com tarafından koruma altındadır.
İzinsiz kullanılması halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Yorumlar için teşekkürler. Aslında nasıl yazdığımı ben de bilemiyorum doğrusu --bir bakıyorum dizeler aklıma düşüvermiş! Yürekten gelen sözler klavyeden süzülüp bir bir canlanıyor ekranda, ve bakıyorum mesaj var iç dünyamdan --paylaşmak istediğim... Sevgiler tüm güzel yürekli şair arkadaşlara.
Güzele kırk günde doyulur İyiye kırk yıl doyulmaz dediler Attım iyi niyetimi ben de Yerin kırk kat dibine
Kolay kolay kimsenin aklına gelecek bi konu değil Kırklara karışmanız dileğiyle Kırk bir kere maaşallah Hayriye hanım
👍👍👍👍👍👍👍👍
Hayriye hanım kırk yıl düşünsem böyle bir konuyla şiir yazamazdım. Sizi gerçekten kutluyorum. Harikasınız.Bizim örf ve adetimizde 40 rakamı ne kadar kutsalmış. Elleriniz gönlünüz dert görmesin.Selam sevgiler.
Bir önceki notuma devam ediyorum: Yorum köşemizi daha fazla işgal etmeden, diyorum ki, ben bu deyimi kullanırken 'değişmeyen toplum alışkanlıklarımıza' gönderi yapmak istedim. Şiirimin amacının deyimleri sıralamak olmadığını, toplumsal, politik, geleneksel, bireysel bir şeyler söylemeye çalıştığımı umarım ifade edebilmişimdir. Yoksa 'kırk' içeren o kadar çok deyim ve atasözü var ki, destan yazılabilir. Ömer Fazıl Şairimize bu farklılığı hatırlattığı için teşekkür ediyorum. Yorumların güzel amaçlarından biri de bu. Paylaşırken neler neler öğreniyoruz. Sevgilerle.
Ömer Fazıl Bey'in yorumunun sonuda da görüldüğü gibi "Kırk yıllık Yani olur mu Kani" atasözünün farklı söylenişi de var. Ben "eskimiş bir alışkanlık kolay kolay değişmez" anlamındaki bu sözün Türk Dil Kurumu'nun Internet'e de açık 'Atasözleri ve Deyimler' sözlüğünde kabul edilmiş halini kullanmışım. Bugün yorumda notu görünce bir ufak araştırma yaptım. Her iki söyleniş şekli de var. 1970'li yıllara kadar giden elimdeki referanslarda ağırlıklı olan TDK'nun verdiği şekliydi. Internet'te diğer söylenişinin Kani Efendi hikayesini anlatan bir yazı da gördüm ama yazanın kim olduğu verilmemiş ve 'halk hikayesi' kıvamında, inançlar üzerine oturtulmuş bir metin bu. Yani Bey ile Kani Bey'in yer değişmesinde biz ve Ege komşumuzun hikaye anlatımında etkisi olmuş diye düşündüm; ama bu tabii varsayımdan öteye gitmiyor. (./..)