Kısa Kısa (son)
Ben hiç;
Rüzgarla dans etmedim,
Hiç vurulmadım;
Dokuz milimetrelik şiirlerle,
Su içen bir ceylanı
İspiyonlamadım tabiata,
Karanlıkta oturup
Ruhumun bileklerine bakmadım,
Eski bir anıyla,
Karşılıklı iki kadeh yalnızlık içerken,
Hüngür hüngür ağlamadım ben hiç.
...
Sen göğün mavisini yarıp yere düşene dek.
Öyle naif,
Öyle kırılgan,
Kanatlarını yüzüne saran boz güvercin misali.
(Utanıyorum ama,
Gözlerinin kıyılarını öpmek istemiştim o an)
Şimdi her nefes alan gecede;
En şık sövgülerimi giyip,
Rüzgarla vals yapıyorum,
İntihar notlarını aynalara asıp,
Şakağımdan şiirlerle vuruluyorum,
Gözlerimi kapayıp erketeye yatarak,
Su içen ceylanı ispiyonluyorum,
Kilise mumları söndüğünde,
Ruhumun bileklerini seyrediyorum,
Kapıyı tıklatan anılara gülümsüyor,
İki kadehin altını üstüne getirirken,
Bardaktan coşarcasına ağlıyorum.
Sunu;
Bir an aklına gelirsem eğer,
Surlarına hüzün dolmasına izin verme,
Üzerini karala;
Ellerine yazdığım görünmez şiirlerin.
kıssadan hisselerin sonlanışı.. şair merak ve büyük bir şevk ile takip edilen serinin son şiirini bir öncekilerin aksine durgun tamamlamış.. kısmi bulanıklıkta cabası zira gizemi hat seviyede idi..
final dikkat çekici ve dikkat edilip, not edilmeli tebrik ve teşekkürler şair..
tebriklerimle
Güzeldi. Tebriklerimle.
metin....bu serinin sonunda aldığım haz ayrı güzeldi... kutlarım👍👍👍👍👍👍
Çok hoş bir şiirdi, kalemine sağlık👑👍