Kışkırtıcı Şiir
bak iki gözümün körelmiş nuru
bak gün aşırı aşeren meşakkatim
durup durup aklıma çullanarak
kışkırtıp durma şu kös kös somurtan kösnülümü
tekmil esmerliğini kuşanıp
aşk diye diye
şaha kaldırma zamana muhalif muhtelif yerlerimi
yoksa tutar sana bir aşık olurum var ya
of diyorum offf
yer yerinden oynar
nevrin döner
şaşar dinime imanıma iflahın
işte o zaman görürsün
sıfırın altına nasıl iner
plakası sıfır altı olan bu şehirde sıcaklık
kim o demeye kalmadan
çalar kapını zemheri
hem de
ne olduğunu anlamadan
donar bi'tarafların sonra
hem de cayır cayır yakan şu ağustos ortasında
haaa
dinlemedim onları da
mevsim normallerinin altına indirdim
ve kapına dayadım diyelim
Ağustos'ta zemheriyi
kıyamam ki ben sana hiç
valla bak kıyamam
bilakis sırf sen üşüme diye
- kendimi düşünüyorsam namerdim
dudaklarımın en sıcak haliyle öperim gerdanından sarkan bi'yerlerini
ateş basar
nirvanaya komşu olur şehvetin
sonra gör de bak
nasıl kesiliyor yerden ayakların
nasıl kanatlanıp
yürümeye değil
uçmaya yelteniyor bedenin
gerçi
hiç düşünmedim de değil hani
sana yeniden aşık olsam mı diye yeminle
öyle anlar geliyor ki
şeytan diyor
soğut içindeki şu kallavi cehennemi
soğut ve
taptaze
mis gibi yeni bir cehennem doğur
kurak vurmuş şu bağrından
ve sına onun günaha tahammülünü
(sonra gaybdan bir ses duyarım hep
bana bak
durduk yere iş çıkartma şimdi başıma
der
Kirâmen Kâtibîn meleklerim
pısarım)
olmadı
dünya gözüyle yediğim içtiğimi kâr sayıp
köküne kibrit suyu döküp yakılasıca şol dünyada
kadehleri duvara çarpa çarpa
şişe diplerinde şiirler yazıp
yine alkole banarım kahrımı
diye çok geçirdim hakkaten defalarca aklımdan
ama gel gör ki
şeytan yap hadi durma yap derken
otur ulan oturduğun yerde
daha yeni çıktın kaybettiğin aşk cenginden diyor
hayatın gaddarlığına ayak uyduramayan
lânet olasıca vicdanımla mantığım
ah canımın yogası
ah aşka dair müktesebatım
o vicdan ve mantık cenderesinden kurtulup
sana bir aşık olsam
işte o zaman
iyi kalpli bir yağmur yağar belki
o ıssız çöllere
belki içimizde bir merhamet filizlenir
- hani şu unutulmaya yüz tutmuş merhamet
belki de heyyyytt yeter ulan diye
okkalı bir şamar atarız
İsrailoğullarına Amerika'ya
- ya da Kürşat gibi kırk çeriyle Çin sarayını basar
umut oluruz Uygur Türklerine
ya da bir ihtimal
Fırat'tan Dicle'den tut da
Kızılırmak dahil coşar tüm akarsular
bire kırk verdirirler çorak toprakları
hiç olmadı içimizde bir merhamet filizlenir belki
- hani şu unutulmaya yüz tutmuş merhamet
heyyyytt
yeter ulan
başlarım sizin cibiliyetinize diye
okkalı bir şamar atarız ya da
- yahut Osmanlı tokadı
İsrailoğullarına Amerika'ya ve dahi
bilumum faşo ağalara
olmadı Maldivler'de fink atan sömürgenlerle
yer altındaki bilumum tacirlere
hatta
aşkımızdan aşka gelip
sıcacık yemekler bile götürürüz
Gazze’deki aç biilaç çocuklara
o da kesmezse biz ölürüz onların yerine
ha ne dersin
hem
kim tutar ki bizi
kim durabilir ki aşkın önünde
hadi
var mısın
benle cehennemde k'özleşmeye
~~~~°•°• ~~~~ °•°• ~~~~ °•°• ~~~~°•°• ~~~~
~~~~°•°• ~~~~ °•°• ~~~~ °•°• ~~~~°•°• ~~~~
ÖMER YÜCEKAYA & UYKUSUZADAM
~~~~°•°• ~~~~ °•°• ~~~~ °•°• ~~~~°•°• ~~~~
~~~~°•°• ~~~~ °•°• ~~~~ °•°• ~~~~°•°• ~~~~
...
Yine kendi tarzına yakışır şekilde akıcı ve sade şiir yazmışsın. İçinden geçenleri dökmüşsün de dökmüşsün Uğur Abi. Tebrik ediyorum. Sağlıcakla esen kal Uğur Abi.