Kör/ebe / Ölüm

/sevdiğinde; pişman olmamalı insan...
sevdiğinde; perişan olabilmeli.../









-her şeyin bir kolayı var da, özlemin çaresi yok mu?



I-
kutlayıcılar geldi ilkin
ölen kalabalığım için
yaşayan bir yalnızlık uydurdum
içinden senli sözler geçen nehirler buldum

bilmiyorsun
her gece kırmızı şiirler yazıyorum
çok kanıyor ve hep yanıyor
kan kaybediyorum..

üzerim açıkta kalmış gibi uyurken
her yanım tutulmuş hayata
parmaklarımda panik atak notalar
-kalbim üşüyor-

mermi izi bu tenimdeki nakış
taptaze travmalar peydahlayan
kutsal söz yanıkları



II-
ah incelikler
inceldiği yerden kopan incelikler

buhranlarımız nasıl da şık duruyor
iki beden büyük kalplerimizde

bak!
her şey resmedilmiş tuvallerde
küsmeler bile dokunaklı değil artık
herkes yabancı maskelerine
küfürlerse çok tanıdık

uzaktan seyredilesi aşklar
üç artı bir
deniz manzaralı; tek kişilik köşklerde
kovalanan yankılar

-ki onlar da bir zamanlar aşıktılar



III-
bilirim
herkesin bir karanlığı var
gözleri bağlı; bir oyunun göbeğinde
ışık yaksan kim duyar!

tutamadıkları sözler var
kaçamadıkları düşler
edemedikleri yeminler

herkesin bir dağınıklığı var
kendi karma/şıklığının düzeninde

ölür gibi seven/sever gibi ölen
sonra yakalanıp bir asi yağmura
pürüzsüz sancılar yetiştiren
yaşamın vakur heybetine

-kırıntılar var/en talihsiz tahlillere gebe



IV-
ah!
bu gece seni göremeyeceğim
gözlerimi öldürmektir bu
can çekişmektir sensizliğin gergefinde

çok bilmeceli dokundun
o çözümsüz bulmacanın
çıkmaz sözcüğüydün sen
bir varmış bir yokmuş
döşümüzde yankılanan susku
yarasa gibi tepe taklak
isyan boşluğu gibi kuşku

insanım; eşsiz acılar yetiştiriyorum
-ki her acı kutsaldır!
ama 'acım kusurlu'


umudum gasp edilmiş
yeniden öldürseler / bir daha ölürüm




V-
bilmiyordun
ne yurtsuzluk / ne kimliksizlik

sargın güz sabahı
gözlerinsiz bir serinliğe uyanmak
hasattan sonra toprağın yorgunluğu
nadas yalnızlığı gibi bu endişeli korku


iğde çiçekleri dargın
açarken kırılası petek
kim gömdüye giden ümitsizlik
onun için böyle ürkek

eskiden kalma yaşlı bir alışkanlık
tabakamda tıka basa bir ağrı
takvim köşelerinde unutulan
tarihlerin yaralı çığlığı; kayıp




VI-
ayrılık; arka bahçede feryat figan
yırtık fotoğraflar sızlıyor
muştularken ölen mutsuzluğumuzu


kor taneleriyle
toprağı yapıştırıyoruz çatladığı yerden
yaşayan cesetlerimizle





her acı kendini öldürür / aşk'ı incitmemek için
enkazını kaybetmiş bir gömü kalır geriye..









fulya/eylül2011

15 Aralık 2012 57 şiiri var.
Yorumlar (7)
  • 12 yıl önce

    Selam olsun şaire, şiire...

    👑

  • 12 yıl önce

    tek kelimeyle harikaydı.Güne düşmeyi ziyadesiyle hak eden şiirin usta kalemini kutluyorum.

  • 12 yıl önce

    👍Kutlarım güne düşen güzelliği..

    👑 Boşuna değil elbet seçilmek..

    👍Hak eden şiiri selamlıyorum...

  • 12 yıl önce

    Kutlu olsun... Şiirce!

  • 12 yıl önce

    Günün seçkisini kutluyorum.Sevgiler.