Korkuluk
Ve kuşlar diyarının aklı selim filozofları kargalar,
Sembolistçe göğün yuvalarından oyup oyup güneşi,
Toprağa bir kroki çizerler,zatıaline gülerlerdi.
Kafasının iç kısmı saman yerine boyna uçurtma doluydu,
Yüreği keza öyle,
Orada da Gepotta usta'dan burnu uzayan dizeler koştururdu.
Üzerinde imbat esintileri ile yamalı,
Emanet duran ceketine aldırmazdı hiç,
Zaten böyle baston yutmuş halinden başka şikayeti yoktu.
Çocukken ufak,
Ufacık bir rüyası vardı Luther'den bihaber.
Başka bir iş yapmayı istedi bazen,başkası olmayı,
Yapamadı;
Oz Büyücüsü/ne bürünemedi,takati yoktu belki.
Buğday tenli bir sabahın ilk ekinlerinde,
Hayatın arka bahçesinde tahta bir ömür sona erdi.
Tek dostları ziftçi göçmen kargalar ardından ağladı.
Nasırı hiç yoktu,hiç olmamıştı ama,
Yine de yazık oldu korkuluk efendiye.
Başlığıyla içine çeken, finaliyle çözümlenemeyen güzel bir paylaşım..
Nicelerine..
Aydınlatıcı bir şiir Tebrikler😊👍
Ne de çok var o korkuluklardan yer yüzünde.
Kutlarım sayın Çalışkan.
sesli dinlemek isterdim...
sevgiler.
metin sende de bir gizem sözkonusu.. mısralardan apaçık bir şekilde görülüyor bu.. şu an çözememle kalsın ama çok fazla bürünme zatıaline 😏
tebrik ve teşekkürler metin.. eyvallah..