Körlük


Seni artık düşünememenin verdiği huzursuzluk

her şeyin bitişi gibi, yeniden başladığı bakış açısıyla

ve her yeni güne duvara asılı maskelerle geçen günler,

bir kukla gibi bilinmez komutalarla külfetli ve çekilmez.


Bilir misin bir zamanlar;

Kırk neşter deşse yüzünü tanırdım bir parçasından,

tek bir hücresinden alırdım kokusunu, bilirdim

senin yüzün, her köşesini içime işlediğim yüzün,

bahar gibi, kalbime işaretlediğim bir yıldız gibi.


Un ufak edilmiş milyonlarca parça arasından

bir ihtilal melodisi eşliğinde soyut rüyalarla

bir zamanlar, yüzün diyorum, tanırdım

yüzünün geçtiği bütün sokaklardan bakış açınla

gülüşen sağır rengi çiçekler açardın,

sen bir gülsen gökyüzünden anlardım

senin yüzün..

gülmedin.


Sürgün başlıyor kafamın içinde çığlıklarla,

en sessiz haliyle, şimdi fakir halım.


Ellerde mavzer, süveydâ  savaş şarkılarıyla

cendereye sokuluyor bütün senin konmalarına karşın.


Neydi o bir zamanlar.


Yüzünü hatırlamıyorum artık.

Yüzünü hatırlamıyorum, bu ne cüret

yüzün yok artık.


Savunmasız bir gezegen oluyorum, hatırlamıyorum,

yüzüne dokunmaya çalışıyorum arsız bir gecede

kör oluyorum, toprak oluyorum.


Yüzüne kör oluyorum, 

sana kör oluyorum.. dinleniyorum

sonra biraz daha, biraz daha


Artık yüzün yok, kâinat kadar eski unutuluşun.




14 Haziran 2019 41 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar