Köşede Oturan Adamı Anlatır / Hikâyedir / Epey Eskidir
ne zaman hoş bir seda duysa
alır eline kalemi
başlar yazmaya birşeyler
ne ona ne buna
yazar kendi kendine
ve güler kadere
önde gidenidir garibin
ve bayrak tutanı kalenderin
ayansa gülüşleri
saklıdır sevişleri
bir garip adamdır ki
gözleri mahmur, paçası çamur
toplayamaz kendini ne etse
geçemez güzelden
dönemez özünden
diyemez yarine derdini de
ıslanır birşeyler her nefeste...
gâh güler gâh ağlar
gâh eser, gâh tozar
yazar ara sıra da
gülüben susar...
bir zemheri günü doğmuş
yirminci gün göğe bakmış
petrol mavisiymiş gözünün akı
görenler hep cin sanmış
işte o gün gelmişler
iyi saatte olsunlar
bir daha gitmemek üzere...
kapısına yıllarca devadamlar dayanmış
rüyalarında
korkmuş, diyememiş...
bir dede kurtarmış onu gelip
eline ilk kalem aldığında...
çok evvelinde başlamış okumaya aslında
sanırım, bunlar yazmayışının cezasıymış...
her yaşında bir yâr sevmiş
biri tokat yolunda
biri ilkokulunda
ötekilerin pek çoğu
şimdi çok uzaklarda...
her birine ayrı yanmış
her bitişte ayrı gülmüş
hele son seferinde
resmen allah kurtarmış...
her yârine bir dal yakmış
kırılmış, ağlamış, kıramamış
aslında doğrudan da pek şaşmamış...
garip garip ağlamış...
her damlada gülermiş aslında
özgürlüğe ve hayata
gayesine ve sevişine...
yakası çalar kendi oynar misali...
dalgalı deniz gibi yüreği
gâh güler, gâh ağlar
arada bir susar...
çabalamış güçlü kuvvetli olmaya
çünkü yemini varmış
kutlu güzel davaya
çoğunun anlamadığı
bazının anlamaza vurduğu
ve birkaçının sımsıkı tuttuğu
kutlu güzel davaya
...
Kul Zemheri
16,01,2008
Kantin