Küller

geçmişten günümüze yükselen ağıt gibi
eğer bir ölçü varsa bizimkisi en dibi

ne çalan senfonide bulursun o nağmeyi
ne de ateşe atsan yakamazsın sineyi

anlatmak istediğim gönlümden size dair
ben yüreği sır dolu virane, garip şair

elimde olsa idi yaşamaktan kaçardım
size gerçek hayatın kapısını açardım

inan dil söylemiyor, konuşan bu yürektir
yürekteki sevgili O en yücedir tektir

sunulsa da bizlere hayat denilen yalan
ömrünüze bir bakın, baştan ayağa talan

şükür ki bir beden var Yaradan'dan emanet
her şeyi bir yana at yalnız ona dikkat et

yaşadıklarımızı yaşamışlar üstadlar
bize bırakılansa çileli, garip tahtlar

yalana yer vermeyiz yazdığımız şiirde
gerçek zirveye çıkar hem şiirde, hem bizde

yalana teslim olmuş yaşadığımız varlık
onun için huzur yok ne yana baksan darlık

ah çekip yanmayalım geçmişe, dünümüze
bir ışık tutan vardır mutlak ki önümüze

bir beyaz sayfa açın banada ömrünüzde
bir an olsun paylaşın benide gönlünüzde

öyle bir paylaşın ki paramparça olayım
gönlünüzün sırrına varıp orda kalayım

küller ardı ardına sayfamıza düşsünler
küller ayağa kalkıp alnımızdan öpsünler

gelin şöyle gidelim gerilere eskiye
orda güzel ne varsa taşıyalım yeniye

yüreğim koptu benden, dağ oynadı yerinden
şerre dair ne varsa atın yüreğinizden

çıkın düşün yollara, yollar mutluluk dolu
çıkın yollarda kalın, bu yol huzurun yolu

sağım solum körebe, kayboldum içerimde
dışımı siz boşverin yangın var içerimde

yandım içimde yandım, kül oldum yana, yana
bu öyle bir hasret ki hangi yürek dayana

yolunu gözlüyorum, yolunda ölüyorum
geleceğin aşikar aşıksın biliyorum

bu yollar beni sana bağlayan bir kementtir
O, dünyada varoluş, yaşayış sebebimdir

zaten anlayamadık yaşam denilen şeyi
neyi çözebildik ki dünyada söyle neyi

boşverin çıkamayız bu sırların içinden
bıktık hem de çok bıktık biçimsiz şekillerden

sözüm buraya kadar, söz yandı kül oluyor
bakın, iyice bakın, bana neler oluyor.