Küllük
tam gülümsemeye durmuşken yüzüm
kadınlar soğuk durmalarımı sorar
set kurmalarımı
kurgusuzdur gözlerim 
bu yüzden 
anahtarını kaybetmiştir 
pencereden girer
dağınıklığı fark etmiştir
üst kattan sesimin geldiğini
çıkıp bakmak isterken  
menekşe hâlâ çiçeğini açmamıştır
kısa bir duraksama
çıktığında 
masadaki küllük sigarasını yanık bırakmıştır
kısa bir şaşkınlık
sevgilim ben geldim
hoş geldin demek yok mu
sen hem sen
markanı mı değiştirdin sigaranın
her defasında evet demişimdir
aslında hayır 
sigara onun
bir haftalığına giden benim
hoş geldin demesi gereken o
yalnış değildir ev 
bu gömlek benim
ama saksı 
ama perde 
girdiğinde pencereden 
ev onun
gazete tarihini saklar 
banyodaki şampuan bittiğini
ekşir yüzü bir yudumda 
süt bozulmuştur
nilüfer hâlâ çiçeğini açamamıştır
çıktığında üst kata 
masadaki küllük 
sigarasını hep yanık bırakmıştır
masal gibidir
onu sevgime kör etmişliğim 
ne zaman ilçe dışına çıksam 
kaybetmişliği kendini 
sevecekse bilirim 
artık kimse böyle sevemez
öyleyse sevmesin hiçbir kadın beni der 
gülümsemeye durmuşken yüzüm
tam gülümsemeye durmuşken yüzüm
kadınlar kafalarını soğuk durmalarıma yorar
set kurmalarımı sorar
o yüzden
nerede o erkek der kadınlar
nerede o kadın derim onlara 
kurguludur sözlerim
bu yüzden

