Kulübedeki Nöbetçi Âşık
Öyle bir mimardın ki 
Bedenimde, ruhuma en dokunan yerine 
Özene bezene inşa etmiştin yazlığını 
Yılın bir iki haftası gelir, 
                             kalır, 
ama 
                                   giderdin. 
Bense koca bir kış soğuğunu emerdim ciğerlerime 
Ki yaz çabuk gelsin diye 
Gelmezdi yazlar 
Dolmazdı yazbozlar 
İçine girdiğim yapbozlar dönerdi yaza 
Buza dönerdi içime düştüğünde hasretin 
Ciğerlerimi zincirle boğan soğuğu karalayamadım 
Hasretinin acısını yaraladım 
İzmarit saplı yuttuğum dumanla 
Zincirleri kanırttım, 
Yaraladım da, 
Kanattım da acını 
Hasretinden daha acı sızı verir diye 
Tütün yarası deyip avuttum ruhumu 
Yeri geldi sana susayan yüzümü gözümü 
Bir yumrukta paramparça ettim de 
Ve yüreğimin yumruğumda gümbürdeyişini tattım 
Acını tatmamak için 
İç geçirdim 
Gözlerim kan çanağı olana dek 
Avcuma diş de geçirdim 
Sek olmasa da tattım acını inan 
Kimliğime mazoşist jiletinden sıçramasın artık kan 
Dedim ya 
Ruhuma açtığın acı yaranın 
Beynime giden yolunu 
Jiletle kesip,izmarite bandım 
İçtim diyorum 
Canlı kanlı,pıhtı pıhtı 
Yara bere içinde 
Sanki ara vermişçesine 
Soyut acıyı somutlaştırdım 
Yani bastırdım derim kapanana dek 
Yazlar gelene dek 
Ölümle burun buruna getirdiğin ömrüme 
Kalıcılığını sun dedim 
Ve yetişemedin son yazıma ne yazık ki 
Şimdi ben 
Kalmayıp ta gitmelerine son veresin diye 
Güneşin hiç batmayıp 
Yazın hiç bitmediği 
Güneye nazır arsa satın aldım 
Gelip yazlığını inşa et 
Etme erken gel 
Burada ne kesici alet 
Ne de kesilecek ten var
