Küreksizdi Kayık Tabaklar

İstanbul’dum yine...

Arzu yoktu o ara ,özlem , umut ve ben

Saati kolunda eşref

Bir de asuman

Sensiz gittik iskeleye

Yorgundum aslında, yüküm de ağırdı

Ne bileyim ,

Bir sesti işte

Sanki deniz çağırdı


Dilim varmıyor söylemeye ya!

Boş bir sandalye bırakıp karşıma

Birini bekler gibi

Oturduk masaya

Kör düğümlerin yüzü asık,

Gözleri açıktı ,

Gün aldırmaz gözükürken eskiye

Zaman küfürbaz gibiydi

Gelene geçene

Umut ,kadınlar çiziyordu pas/telleriyle

Kayık tabaklar da küreksizdi

Özlemin kadehinde bir acaba,

Açılırken bir şişe

Yalnızlık kış meyvesiydi

Ben oynanmamış oyunlar oynuyordum

Bugünün işini yarına bırakanla

Bakın diyerek şu işe...


Duygular çıtkırıldımdı,

Kurumuş dilek ağaçları dallarında

Denize küskün martılar vardı

Olta ucunda balıklar

Serçe kuşları

Meydan sessizdi,

Dünden kalmış fotoğraflarında

İçimi dökebilsem rahatlayacak gibiydim

Çınar ağacının etrafında

Kendimle de aram iyiydi aslında

Yedik içtik de bir ara

Yaşımı sildim gizlice sonra

Kaçak çay ,çay bardağımda

Atlı tramvayları görmemiştim ki ben ,

Fesim bile olmamıştı aslında

Denizi seyredeyim dedim,

Ardından bakar gibi

Ne güzel olurdu dedim,

Gelenim olsa

Gülümsese, el sallasa

Beklerken düş kapılarında

Olmazı bildim sonra

Ne denir ki...

Yarın ipi kopacak uçurtma


Suadiyekasımikibinyirmibeş

Demir Mutlugil

10 Kasım 2025 834 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar