Kutuda

zihin kutumda, insanlar yağıyor bulutlardan

üstüme üstüme 

üstüne üstlük 

kendim de değilim bana bakan uzaklardan

ne tatlı değil mi?

ürkütücü de üstelik


gözlerini öylece dikmiş 

iki notaya basıyor piyanist

aklımca aklımdan çıkaramıyormuşum 

uzayımda kayıp bir anneyi

çıkaramıyorum zihnimden iki kelimeyi

la ve si


köle olduğum bu kutunun içinde 

kendi kendime kalıyorum, bazı derslerden

hayat dersi nedir 

geç onu neyse


kırık camlar bulutların içinden atılıyor

eller aracılık yapıyor 

ne tatlı değil mi?

yağan etler ve kemikler


derimde, derinde bir kıpırtı

göz yumdukça sevgisizliğe

çığ oluyor aklımdan aşağı savruluyor

tonlarca kar fırtınası

hişt diyorum sessizce 

dağlar bedenime devriliyor


ne tatlı değil mi ?

yapayalnız

cam kutumda 

tepemde bulutlar 

içinde çakan belirsizlikler

zihnime yağıyor

kalbim bundan habersiz


herhangi bir ovanın ortasında 

çukur olup olmaması önemli değil

tek başına oturuyor, kim?

dizlerin göğsüne kadar çekmiş

belki de yokluk içinde bilemiyor

hayal etmende fayda var

düşünmeye itmesi için, kendini


ağır aksak çukurlara batan tekeriyle kağnı

arka ucunda oturan o şairi

düşürmüyorsa bir bildiği vardır

anadolu veya teksas önemli değil

insan hep aynı insan 


kendine dönen her yetişkin

çocukluğuna dair genellemeler yapar 

ne kadar yanlış ve korkakça

uzanmak için çamur bedenlere

ve ekmek kırıntılı zihinlere

düşmeliyiz belki sırtından at bulutlarının

us kutusuna doğru 


bir yol buldum sanırım!

dön başa

...

25 Nisan 2020 181 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar