Lacivert Karanlıklar Doğurduk
boyayacağım diye üçüncü hamur kağıtları
şiire batırıp diviti
bakmadan hokkanın göz yaşına öldürdük mürekkebin harf doğuran zerresini
lacivert karanlıklar doğurduk
ikindi seslerinden önce
kıyama durduk yelkovanla
zaman öldü
kayboldu kadran avuçlarının hayat çizgisinde
kadavralar doldu
kimsesiz mezarlıklarına
adımızın baş harflerini unuttuk
serviler titrerken cehennem korkusundan
vebali günah şarkılar söyledik baş ucu taşlarına
içtik hatta
şarabın rengine bakmadan sarhoş olduk
deli naralar attık gölgemize
tekmeledik hatta
düştük yaralandık kanadık bir de üstüne
sol yanımız acıdı
avuçladık ellerimiz ihtiyarladı
ihtiyar olduk gülüm
akibeti meçhul vuslata beş kala
beşte geçtik hatta
saçlarımızı ağarttık adsız sıfatsız rüzgarlarla
bizi gömdük
bizi öldük sahipsiz bir çukurda
gözlerimizi yumduk
meteliksiz kürekler uçuşurken kirpiklerimizde
toprak olduk çorak
yağmuru yitik ülkede
künyemizi yazdık
kor taşlara kör karanlıklarda
boyayacağım diye üçüncü hamur kağıtları
şiire batırıp diviti
bakmadan hokkanın göz yaşına öldürdük mürekkebin harf doğuran zerresini
lacivert karanlıklar doğurduk
ikindi seslerinden önce
kıyama durduk yelkovanla ...
saçlarımızı ağarttık adsız sıfatsız rüzgarlarla bizi gömdük bizi öldük sahipsiz bir çukurda😙👍🤐
Yetti de arttı üstat...
Fazla söze gerek kalmadı doydum...😙👍