Libra'ya 2

seni tanımadılar libra
birbirine bakındı gözler
anlamlandıramadılar

üzerimde taşıyordum halbuki seni
biraz kana bulanmıştın
biraz pas kokuyordun
açıkçası biraz da keskindin
saplandığında
her seferinde aynı acıyı hissetmek
ayakkabı düğümlemekti benim için
ve otobüse yetişme korkusuydu biraz da
ama korkularımın başrolü
seni tanımadılar libra...

demiştim ya
çiçeklerin sana benzediğini
bir şey daha var ki
sana benziyor nedenleri
tüm cinayetlerin
ve tıpkı katillerin
tövbelerindeki bakirelik gibi
seni nasıl tanımazlar libra

eskisi gibi değilim demiştim
halen de değilim
ruhumun reenkarne olmuş gölgesinde
acıları barındırıyorum
nefreti,
aşkı,
vurulmuşluğu,
ölemeyişi barındırıyorum libra
o kadar beceriksizim ki
yaşamak oyununda
ölemiyorum bile

ve kanatlarımın altında
ayrılık kuşunu besliyorum
o kadar saf ve acımasız ki
nispet yaparcasına
gagasında fotoğrafını taşıyor sersem
tanımıyor seni libra
tanısa, fotoğrafını en masalsı diyarlara
en gidişsiz yolların en tepedeki kaldırımlarına
en yüksekten bırakır ve dönerdi
bilseydi seni
adını değişirdi libra
ayrılık demezdi kendine,
çünkü seni tanısa
ayrılığın bir harfini bile
anlayamamış olduğunu
anlardı

libra,
üzerimde taşıyordum halbuki seni
biraz kana bulanmıştın
biraz pas kokuyordun
açıkçası biraz da keskindin
saplandığında...

23 Aralık 2013 62 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar