Londra

kaç defa yalvardığın bir yolda?
durmadan yüreyeceğime and içmiştin ya,şunu unutma!!
şu iki kuruşluk meymenetsiz suratlardan bıktım,
az da olsa beni düşün.
her defasında elime aldığım telefonu duvara fırlatıp,
sonra seni aramayı unuttuğumda...
her sabah o son dolmuşun en arka koltuğundaki yerine,
her defasında bir başkasının oturduğunu görmek.
kedi,fare oyununa dönen bir hayat var.
anlamsız,saçma,sıkılgan,lanet.

uzun zaman sonra aklıma geldin birden,
başka bir şehirin köhne sokaklarında dolaşan bey..
az da olsa beni düşün şimdi;
ne denizi görebiliyorum,ne dağı,iki kapan arasındayım.
deniz,bilirsin gözlerindi,dağ kalbin,iki kapan,o iki kapan
bitmek bilmeyen hasretin..
bende kaçtım artık herşeyden,belki !
belki de sana o kadar aşık olduğumu bildiğin halde,
bumbuz duran sıvası dökük duvarındaki yalnızlık çiçeği gibi
güneşi görüp her defasında solgun yüzünü açıp,kandırdığın için...

uzun lafın kısası,medeniyetten bahsedenin,me-de-ni hali bekar...
ve hiç bir zaman hoşça''kal'' ı bile haketmediğindendir...
her neyse,ben başka bir hayattayım..
sen nerede kalmak istersen orada kal...
çünkü geri döndüğümden o dolmuşun en arka koltuğunda hiç'liğinin keyfini süreceğim...


Londra'...

24 Ağustos 2011 287 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar