Madenci

bak nasıl da yeşeriyor topraklar
santrallerin göğü karalayan dumanına inatla
yanık kömür kokusuna karışmış
papatyaların keskin kokusu
ve tarlalarda hâlâ eski geleneğe özlemle rençber izleri
gitmeli diyor ayaklar
gitmeli daha yaşanabilir bir yere
kazılmamış bakir topraklara
anlık huzur dolu umutlar
siliniyor kara bulutların gölgesinde

yorgun çıkıyor madenden kirli adamlar
banyolarda hala çamur akıyor
canavar düdüğünden korkup titreyen raylar
bilmem hangi sessiz memlekete kara elmas taşıyor

ne mukaddestir ki su ve güneş
bataklıkta gökkuşağı besliyor
ve ne enteresandır ki hayat
demiri kemiren madenden
memleketimin insanına ekmek yediriyor...
ben, o, biz
hepimiz
emeğini olta ucuna bağlamış
aç balıkları besleyen
cefakâr madenciyiz...

16 Mayıs 2009 119 şiiri var.
Yorumlar (1)